Sadece kazandı
Ligin en çok gol yiyen ve as oyuncularından önemli kısmını sakatlık nedeniyle oynatamayan Mersin'e karşı bile, 2 defansif orta sahadan vazgeçilemez miydi? diye düşündüm.
Zaten ligin son 5 takımına karşı oynadığı 8 maçta 22 puan almış takım daha cesur olamaz mıydı?
Pereira yine de bildiğini yaptı.
Baskılı başladı F.Bahçe, rakibin güçsüzlüğü ve istekli olmak da bunu getirdi zaten. Önce, rakip alanda baskı ve hızlı atakla, arkasından da dönen topu alıp, çabuk düşünerek Josef'in pası ile bulunan iki Volkan golü ile 10 dakikada 2-0'ı buldu.
Protesto doğru değil
Oynadığı maçların yüzde 59'unda gol atan Gomez'e karşılık , yüzde 47'sinde gol atabilmiş RVP, yine güçsüz görünüyordu. Yine de oyun oynanırken protesto edilmesi doğru değildi.Volkan'ı ise kameralar ancak 23. dakikada bir Mersin ortasında gösterebildi. Sonra temposu düştü F.Bahçe'nin, Nani yine "Topa yapışan krampon'' oyununu oynuyordu.
Alper daha iyi olabilirdi.
Gökhan atağa daha çok katılabilirdi.
Ama rakibin üzerinize gelmeye mecali olmayan bir maçta bunlar normaldi. Seyircinin bir kısmı tarafından protesto edilen Persie'nin top alma çabaları, Hasan Ali'nin ortasında meyvesini verebilirdi belki ama Muammer izin vermedi.
F.Bahçe'nin istediği gibi oynadığı ilk yarıda,Mersin'in kaleye attığı ilk şutu , korner ortasından gelince 2-1 bitiyordu 45 dakika.
Kafa mı buluyorlar?
Sakatlanan Volkan yerine Fernandao, Pedriel yerine de Serol'le başladı ikinci yarı. İlk 10 dakika biraz toparladı Mersin, Wellington'u Gökhan engelledi o arada. Sonra Fernandao ve Persie'nin golleri geldi. Oyunun anlamı kalmadı. Ama Persie'nin penaltı sonrası koşarak Pereira'ya sarılması bana "Kafa mı buluyorsunuz?'' dedirtti, güldürdü.
Bir de kornerde Alves'i, Murat Ceylan'ın tutması güldürdü. Taraftar, Persie, Nani ve Diego'ya tavır koyarak suçluları işaret ediyordu.
Sonuçta, mecali olmayan Mersin'i yendi Fenerbahçe, o kadar.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.