Isıranda ısrar
On maçının 9'unda ilk yarıda gol yememiş ve bunların 8'inde gol yememiş bir F.Bahçe vardı.
O zaman sorun 2. yarılarda ise, kuvvet, kondisyon ve dayanıklılık sorunu aranmalıydı. Hele ki Van Persie gibi bir koz, şu ana kadar 61 dakikada bir kaleyi tutan şut atmışsa, hücumu beslemede ya da hücum adamını doğru yerde oynatmada da sıkıntı var demektir.
Konya maçı öncesi düşünüyordum bunları. Maça yine ilk 15 dakika baskılı ve önde basarak başladı F.Bahçe.
Ama pozisyonu da, kaleyi tutanı da yoktu... Ta ki 15. dakikada Alper-H.Ali ve Fernandao ıskasına kadar.
Zaten o dakikadan sonra 45'e kadar uyuttu oynanan futbol. Van Persie sağ kanada mahkumdu, Fernandao top alamıyordu, Diego'nun paslarının % 80'i geriye, yana idi. Van Persie sağda oynatıldığından ve hala gücünü bulamadığından isteksizdi.
Hasan Ali'nin katkısıyla
Uzun paslar ve ortalar da yerini bulmuyordu.
Josef ve Topal zaten hücuma yardımcı adam değillerdi. Tek bir kaleyi bulan şut yoktu. Seyirci mutsuzdu.
Nani ve Volkan, Joseph ve Van Persie yerine başladı 2. yarıya.
Daha öne ve daha hızlı oynattı bu takımı. Ribauntları aldı ve Diego ile 2 kez kaleyi buldu. 66'da Alper-Ozan değişikliği geldi.
Konya, Sissokko Bajıc hamlesi ile cevap verdi. Baskılı oyunun semeresi, H.Ali'nin kişisel becerisi ile yarattığı pozisyonda, Fernandao'nun golü ile alındı.
Dönen top koklayıcısı Fernandao aynısından 1 tane de kaçırdı. Sonuç; 2. yarı 4-1-4-1'e dönen ve ileri oynayan F.Bahçe maçı kazandı ama 2 bekinin ve özellikle de 109 kez topla oynayan H.Ali ve Topal'ın katkısı ile. Nani'nin de topu paylaşmayı öğrenmesi gerek. Pereira da, ceza alanına topu getirebilecek, ısıran, 2. yarı düzeninde ısrar etmeli.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.