Daha iş var
Rize maçı gibi, 4-1-3-2, zaman zaman 4-3-3 formatıyla başladı Fenerbahçe. Aslında bu format orta 3'lünün sağında oynayan Joseph'in hayatında hiçbir zaman bu pozisyonda oynamadığı bir formattı.
Yine de Şener'in, Diego'nun pasıyla ön direkte Fernandao'ya attırdığı gol, Fenerbahçe'nin ilk yarıda "Çabuk pas, hızlı hücum"u denediği neredeyse tek pozisyondu.
Ancak bu yapıda Fenerbahçe hücum ve orta saha adamları ile önde basmayınca, hızlı adamı bol rakip, çabuk geliyor ve bu çabukluk Kjaer'in sarı görmesine neden oluyordu.
Üstelik, Fenerbahçe savunmada öncelik almıyor, rakibe zamanında basmıyor ve yavaş oynuyordu.
Geçen senenin "Kenardan orta kralı Caner", Pereira'nın sisteminde hücuma da yeterli çıkamıyordu.
Buna rağmen ilk yarıda Fenerbahçe'nin bulduğu 3 pozisyonun 2'sinde Caner'in adı vardı. Duran toplar dışında gol atma seçeneği yok gibi gözüken Fenerbahçe'nin "ısırmayan oyunu'' rakibe de 3 faul yaparak ilk yarıyı bitirtiyordu. İlk yarının iyileri; Van Persie ve Şener idi. Caner de onlara eklenebilirdi.
'Bursa golü' açık mesajdı
İlk yarının özeti; baskılı görünmesine rağmen hücumda kurgusu olmayan, savunmayı takım halinde iyi beceremeyen ancak kaliteli ayakların becerisi ile üstünlük sağlayan Fenerbahçe ve ilk yarının sonunda yorulmaya başlayan Atromitos idi.
İkinci yarının ilk 10 dakikasında Atromitos iyice oyundan düştü. Caner'in ortasında kalecinin hatası 2. golü getirince zaten kapasitesi sınırlı olan rakip iyice düştü. Van Persie-
Meireles, Alper-Diego değişiklikleri ile takım hızlandı. Nani gayretli ama hücumda bir top dışında etkisizdi.
Volkan-Topal değişikliği ve 30 saniye sonra Volkan'ın Fernandao'ya attırdığı "Bursa golü" Pereira'ya "doğru adamları doğru yerde kullan" mesajı veriyordu.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.