Mağdurum da mağdurum

Rijkaard, kötünün kötüsü bir maçtan sonra bile, "İyi oynadık" diyebiliyordu, sırf camiaya pozitif mesajlar verebilmek için. Ya da umutsuzluğa kapıldıysa faturayı bir futbolcusuna kesip isim vererek hedef gösterebiliyordu.
Hagi en azından "oynamıyor". Koyduğu teşhisler de doğru. "Mücadele var ama icraat yok. Son 30 metrede etkisiz kalıyoruz" sözleri Galatasaray'ın bugününün özeti.
Bu Galatasaray'da, sezonun ilk yarısındaki takıma göre daha mücadeleci, daha çok yardımlaşan, futbolda yapılması gerekenleri daha çok sahaya yansıtan bir kadro var. Uğraşıyor, didiniyor ama rakip kale önünde etkin olamadığı için sonuca gidemiyor. Arda- Baros'la bu sıkıntı büyük ölçüde geçecektir şüphesiz.
Tedavi için doğru teşhis şarttır. Şimdi sıra, ara transferde istekleri karşılanan Hagi'de.
Ama kendi ifadesindeki gibi 6 aylık bir zamanı da yok.

'Tugay abi' formülü Çünkü
ligde 10. yenilgisini alan ve atv'nin gözde dizisi Yahşi Cazibe'deki Simge karakteri gibi "Mağdurum da mağdurum" diye dolaşan sarı-kırmızılı camianın, daha fazla mağlubiyete tahammülü yok. Hele ki kupadan da elenmeye hiç tahammülü yok.
Özetle, Hagi'nin kaderi mart ayında çizilecek gibi. Kupada yoluna devam eder, hele bir de Fenerbahçe derbisinden yüz akıyla çıkarsa Hagi'ye yeni kredi açılır. Aksi taktirde sezon 'Tugay abi' formülüyle biter...
Bu arada Cana'nın stoperde, Neill'ın ön liberoda denenmesi bence doğru hamleler. Cana stoperde, ön liberodan daha verimli. Neill da ön liberoda stopere göre daha başarılı.
Gerçi Gaziantep'te, Eskişehirspor maçındaki kadar aktif değildi ama pas trafiğini rayına oturtacak ve ara paslarla rakibi yıpratacak birikimi taşıyor.
En büyük eksiği ise, Tugay'ın Ada'ya gitmeden önceki hali gibi 15 metrelik bir aralıkta oynaması, hücumda forvete fazla yaklaşmaması.