İşleri çok zor

Son haftada 5 puan farkı inanılmaz şekilde ikiye indiren Galatasaray'ın son 10 haftada işi kolay görünmuyor. Son düzlüğe girilmemesine rağmen yaşanan hafif bir panik ve stres oyuncularda belirginleşmiş durumda. Takım iyi giderken teknik heyetin, yönetme biçimi ve başarısının öneminden daha ziyade zor ve engebeli durumlardaki krizi yönetme biçimleri daha önemlidir. Eskişehirspor maçından sonra ilk defa Frank Rijkaard'ın oyuncular ile ilgili söylemleri, kendisinin ve heyetinin de bir panik havasında olduğu izlenimi yaratmıştır. Başarısızlıklarda patronun oyuncularını aslanların önüne atması sorunları daha da çözülmez hale getirir. Bu kabil söylemler kamuoyu önünde değil otokritik olarak kapalı kapılar ardında yapılmalıdır. Tek kulvarda yarışmaya devam etmek zorunda kalmak, prestij olarak bir kayıpsa da konsantrasyon olarak avantajdır. Şu anda tüm maçlarını kazandığı takdirde Süper Lig'de şampiyonluğu kesin olan 2 takım vardır, Galatasaray ve Bursaspor. Bu iki takım da rakiplerinin puan kayıplarına muhtaç olmadan maçlarını kazandıkları takdirde ipi göğüslerler.

Kapanan rakipler problem
Teknik olarak bakıldığında, Kewell ve Baros'un sağlıklı olarak dönmeleri, takıma önemli güç katacaktır. Özellikle deneyimin ve sükunetin gerektirdiği final maçlarında usta ve lider oyuncular gereklidir. Devre arasında yapılan ara transferlerde en başarılı operasyon olan Neill, gizli kaptan gibi şahsiyetini ortaya koymaktadır. Her türlü neticeden sonra saha içinde rakiplerini kutlayan ve taraftarına teşekkür eden bu oyuncu adeta 'adamlık' dersi vermektedir. Umarım kendisinden örnek alanlar vardır. Kapanan ve orta sahasını kalabalık tutan rakipleri çözmekte zorlanan Galatasaray biraz da Rijkaard'ın hamle için eksik bir yedek kulübesi handikabından dolayı müşküldedir. Oynanacak olan, A.Gücü, Trabzon ve Fenerbahçe maçlarının hazırlıkları, full konsantrasyon için gerekli sessizlik ve dayanışma içinde yapılmalıdır. Oyuncuları ve teknik heyeti moral depolama başlığı ile meşgul etmeden kendi hallerine bırakın. Önce maçlarını kafalarında oynasınlar.