Kasırga...
- Bülent Can Yazıları
- 04 Eylül 2008, 21:34:13, Güncelleme: 15 Temmuz 2010, 17:40:17
Ne ilginç... Geçen sezon Galatasaray'ı UEFA'dan büyük bir hezimete uğratarak eleyen Skibbe, bu yıl da Şampiyonlar Ligi'nden elenmesinine neden oldu. Alman hocanın bu 4 maçta Galatasaray'a verdiği zararın büyüklüğüne ve kaderin cilvesine bakın! Herhalde paraya vursak en iyimser tahminle televizyon yayınları, stat, store gelirlerini de koyarsak 20 milyon euro'yu bulur bu darbe!.. Galatasaray'ın marka değerine verilen zararı hiç saymıyorum bile... Hadi geçen sezon ki anlaşılabilir, bu sezona ne demeli! Avrupa fatihi, Şampiyonlar Ligi'nin gediklisi Galatasaray, doğru dürüst yıldız oyuncusu olmayan Bükreş'e yenilip daha baştan havlu atıyor. Bu başarısızlığı hiçbir şekilde anlatamazsınız. Rakibinizin son 8'e kaldığı sezonun ardından elemelerde kalmayı özür dilemek de kurtarmaz. Harcanan 30 milyon euro'ya karşılık sezon başında yaşanan bu hüsran affedilir gibi değil...
Topuk büyük geldi
Bunun en büyük sorumlusu da yönetimdir. Almanya'nın sıradan kulübü Leverkusen'in gönderdiği bir hocayı takımın başına getirir, ona bir de yüksek ökçeli ayakkabılar giydirirseniz ortaya bu sonucun çıkması kaçınılmaz olur. Skibbe keşke herkesi yanıltıp bambaşka bir performans ortaya koyabilseydi ama ne yazık ki 1'e 5 veren bir takımdan galibiyet bekleyemeyeceğiniz gibi Alman hocadan da başarı beklemek hayalcilik olurdu. Galatasaray bu sezon 4-1 kazandığı Denizlispor maçı dahil oynadığı 4 resmi maçta da sınıfta kaldı. Kadro seçimleri ve oyuna müdahaleleri yanlışlarla doluydu. Özellikle Ali Sami Yen'de Steaua Bükreş ile oynanan ilk maçta 6 savunma oyuncusu ile sahaya çıkması affedilir gibi değildi. Kayseri maçında forveti çiftlemek yerine, sahada canı dişine takıp oynayan Ümit'i çıkarması, ne olursa olsun bir değer olan Lincoln'ü oyuna hiç sürmemesi, Arda'yı sağ kanata hapsetmesi bir intihar gibiydi. Galatasaray'ın sezon öncesi oynadığı hazırlık maçları kasırganın gelişinin göstergeydi ama resmi maçları bekleyip rüzgârı üzerimizde hissetmek istedik. Görülüyor ki ıslanmaya devam edeceğiz. Yönetim 'belki kara bulutlar dağılır' deyip bekleme kararı aldı ama ben kasırganın dineceğini düşünmüyorum.
Topuk büyük geldi
Bunun en büyük sorumlusu da yönetimdir. Almanya'nın sıradan kulübü Leverkusen'in gönderdiği bir hocayı takımın başına getirir, ona bir de yüksek ökçeli ayakkabılar giydirirseniz ortaya bu sonucun çıkması kaçınılmaz olur. Skibbe keşke herkesi yanıltıp bambaşka bir performans ortaya koyabilseydi ama ne yazık ki 1'e 5 veren bir takımdan galibiyet bekleyemeyeceğiniz gibi Alman hocadan da başarı beklemek hayalcilik olurdu. Galatasaray bu sezon 4-1 kazandığı Denizlispor maçı dahil oynadığı 4 resmi maçta da sınıfta kaldı. Kadro seçimleri ve oyuna müdahaleleri yanlışlarla doluydu. Özellikle Ali Sami Yen'de Steaua Bükreş ile oynanan ilk maçta 6 savunma oyuncusu ile sahaya çıkması affedilir gibi değildi. Kayseri maçında forveti çiftlemek yerine, sahada canı dişine takıp oynayan Ümit'i çıkarması, ne olursa olsun bir değer olan Lincoln'ü oyuna hiç sürmemesi, Arda'yı sağ kanata hapsetmesi bir intihar gibiydi. Galatasaray'ın sezon öncesi oynadığı hazırlık maçları kasırganın gelişinin göstergeydi ama resmi maçları bekleyip rüzgârı üzerimizde hissetmek istedik. Görülüyor ki ıslanmaya devam edeceğiz. Yönetim 'belki kara bulutlar dağılır' deyip bekleme kararı aldı ama ben kasırganın dineceğini düşünmüyorum.