Sutopu diye bir şey!
- Bülent Can Yazıları
- 31 Ekim 2007, 21:06:21, Güncelleme: 15 Temmuz 2010, 17:28:22
32 yaşındayım ama itiraf etmeliyim ki bugüne kadar canlı olarak hiç sutopu karşılaşması izlememiştim. Hikayemiz Galatasaray Su Sporları İcra Komitesi Üyesi Mehmet Bilen'in Tarık Çaldıran'ı araması ve onun da "Galatasaray'la ben ilgilenmiyorum kardeş" diyerek olayı bana havale etmesiyle başlıyor. Ardından da benim "Sutopu mu, Hırvatistan mı" deyip müdürü de ikna ettikten sonra olaya balıklama dalmamla devam ediyor. Futboldan başını kaldıramayan benim için gerçekten hoş bir tecrübeydi. 'Vize' falan derken sorunlu başlayan, Galatasaray'da her şeyin birkaç kişinin üzerine yıkılması nedeniyle yaşanan programsızlıktan, biraz da gecikmeli sona eren sutopu ile tanışma ve tanıma maceram, Hırvatistan'da düzenlenen Galatasaray'ın da katıldığı Len Trophy Turnuvası'nda geçiyor. Geçen yıl elde edilen şampiyonluğun ardından yaşanan krizle birlikte kaptan Cahit başta olmak üzere takımın çok önemli bazı oyuncularıyla yollarını ayıran sarı-kırmızılılar şimdi yeni bir oluşum içindeler. Ancak takım yenilense bile geçmiş çabuk unutulmuyor. Yaşanan sorunların etkisi halen hissediliyor.
Büyük bir kazan kaynıyor
Hepsi maşallah aslan gibi çocuklar. Birçoğu hem okuyor, hem spor yapıyor. Ama hepsi aynı hırs ve heyacanı duymuyor. Özellikle geçen sezon yaşanan hengamede başı çekenler arasında bulunanlar takım üzerinde söz sahibi olmanın peşinde. İstedikleri hoca, istedikleri oyuncu gelsin, istemedikleri de gitsin, havasındalar. Ayrıca yerli ve yabancı oyuncular arasındaki ücret farkları da başka bir rahatsızlık. Bir süredir para almadıklarını söyleyenler de yok değil. Bu nedenle herkes birbirlerine karşı mesafeli. Diyeceğim küçük bir camia ama içinde büyük kazanlar kaynıyor. Birliktelik nasıl sağlanır bilemiyorum ama umarım en kısa zamanda toparlanır ve ligdeki başarılı performanslarını Avrupa'ya da taşırlar. İşin havuz dışındaki kısmını bir kenara bırakırsak sutopu güce, kondisyona ve iyi bir motivasyona bağlı bir spor. Dinamo karşısında dökülen oyuncular, biraz fırça yiyip, biraz gazı aldıktan sonra Molnar ve Polar Bears karşısında iyi oynadılar ama bu bir üst tura çıkmalarına yetmedi. Molnar ile Dinamo arasındaki turnuvanın liderlik maçı ise adeta doruk noktasıydı. Müthiş keyifli ve çekişmeliydi. Yaşınız 32 oldu veya geçti ise ve siz hâlâ canlı sutopu maçı izlemediyseniz bence çok şey kaçırıyorsunuz. Bu arada Ahmet (Berber) kardeşim çok merak ediyordu onu da söylemiş olayım: Sutopu 7 kişi ile oynanıyor, 7 kişi de kenarda oturuyor!.. Yoksa siz hâlâ bilmiyor musunuz!..
Büyük bir kazan kaynıyor
Hepsi maşallah aslan gibi çocuklar. Birçoğu hem okuyor, hem spor yapıyor. Ama hepsi aynı hırs ve heyacanı duymuyor. Özellikle geçen sezon yaşanan hengamede başı çekenler arasında bulunanlar takım üzerinde söz sahibi olmanın peşinde. İstedikleri hoca, istedikleri oyuncu gelsin, istemedikleri de gitsin, havasındalar. Ayrıca yerli ve yabancı oyuncular arasındaki ücret farkları da başka bir rahatsızlık. Bir süredir para almadıklarını söyleyenler de yok değil. Bu nedenle herkes birbirlerine karşı mesafeli. Diyeceğim küçük bir camia ama içinde büyük kazanlar kaynıyor. Birliktelik nasıl sağlanır bilemiyorum ama umarım en kısa zamanda toparlanır ve ligdeki başarılı performanslarını Avrupa'ya da taşırlar. İşin havuz dışındaki kısmını bir kenara bırakırsak sutopu güce, kondisyona ve iyi bir motivasyona bağlı bir spor. Dinamo karşısında dökülen oyuncular, biraz fırça yiyip, biraz gazı aldıktan sonra Molnar ve Polar Bears karşısında iyi oynadılar ama bu bir üst tura çıkmalarına yetmedi. Molnar ile Dinamo arasındaki turnuvanın liderlik maçı ise adeta doruk noktasıydı. Müthiş keyifli ve çekişmeliydi. Yaşınız 32 oldu veya geçti ise ve siz hâlâ canlı sutopu maçı izlemediyseniz bence çok şey kaçırıyorsunuz. Bu arada Ahmet (Berber) kardeşim çok merak ediyordu onu da söylemiş olayım: Sutopu 7 kişi ile oynanıyor, 7 kişi de kenarda oturuyor!.. Yoksa siz hâlâ bilmiyor musunuz!..