Ne mutlu Türküm diyene
Mesut Özil kendisi Türk. Alman Milli Takımında forma giyiyor. Türk Milli Takımı'nda oynamıyor. Ama dünyadaki en önemli 100 oyuncunun içinde... Üstelik çok genç ve Real Madrid gibi muhteşem bir takımda forma giyiyor. Ne mutlu Türküm diyene!.. Aynı şekilde Rapid Wien'de de 3 tane pırıl pırıl Türk çocuğu çok küçük yaşta olmalarına rağmen forma giyiyorlar. Tanju, Yasin ve Veli... Üstelik Veli, kaptan. Bu çocukların başarısını gözardı edemeyiz. Avusturya Milli Takımı'nda da forma giyiyorlar... Gelelim Beşiktaş'ın UEFA mücadelesine... Beşiktaş bu işi bitirdi, Türkiye'nin gururu oldu. Yolu açık olsun... Finale kadar gidilirse hiç şaşırmayın... Queresma'yı gerçekten özlemişiz. Çok fantastik bir oyuncu. Takımın heyecanı, futbolun güzelliği, estetiği ne ararsanız onda var. Gerçekten de yaptığı hareketler göze hoş geliyor. Gol atışı, pas atışı, orta yapışı diğer futbolculardan farklı bir tarzda. Onun için de ilgi ile izlenebilen bir futbolcu.
Umarım Ersan bozulmaz
Zapotocny'nin sakatlanması çok erken oldu. Onun adına üzüldüm. Yerini Ersan'a bıraktı. Ersan demişken, onun adına tek temennim bozulmaması. Türkiye'de merkez defans oyuncularının çok azı üst seviyede. Ersan bu konuda yeni bir soluk olabilir. Biz de onu uzun soluklu izlemek istiyoruz. Rapid Wien sıradan bir takım görüntüsünde. Oyuna etki edemediler. Bu da normal çünkü hedefleri yok. Ama bakın tam tersi Beşiktaş işi garantilemiş olsa da çok ciddiydi. Guti tam bir organizatör... İyi bir servis ustası. Her topu akıl dolu kullanmaya çalışıyor. Schuster de buraya kadar Avrupa'da takımını çok iyi organize etti. Ufak tefek aksaklıklar olsa da Kartal'ı iyi idare ettiğini söylemek mümkün. Beşiktaş'ın dün dikkat çeken bir diğer ismi de Ernst'ti. Attığı golün yanı sıra ciddiyetten hiç uzaklaşmaması profesyonelliğinin göstergesi. Son sözüm Cenk'e... Türk futbolu çok yetenekli bir kaleci kazanıyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.