Sakatlıklar belası

Öyle bir maç hayal ediyorsunuz ki Kadıköy'e gideceksiniz, Fenerbahçe takımını tıkır tıkır oynayarak, fazlaca zorlanmadan yeneceksiniz.
İşin gerçeği de bu. Ama gel gör ki sahanın içine girdiğiniz zaman herşey birden bire enteresan bir hal aldı. Aurelio böyle bir atmosferde şu maçta görev almamalıydı. Görev aldı, beş metre karede futbol oynadı. Necip ile başlansaydı daha diri ve aktif bir orta saha izleyebilirdik.
Fenerbahçe'nin Dia gibi hücumda çok önemli bir futbolcusu var. Yani İbrahim Üzülmez bu maçın tam oyuncusuydu. Gökhan Gönül de sağdan çok geliyor. İki kanadı rakibe teslim etmiy oldunuz. Yani ne İsmail, ne Quaresma o bölgede çok etkili olamadılar.
Nihat ne yapıyor? Ne yapmak istiyor ben bir anlam veremedim. Fenerbahçe'nin difansını Bobo ve Nobre ile birlikte oynattığınız takdirde sünekli hataya zorlardınız. Bu da gerçekleşmedi.
Üstüne üstelik öyle bir gol yediniz ki. Hani bazen hissetmek vardır ya ben de kadro açıklandığında Hakan'ın kötü oynayacağını hissettim.
Sakatlandı çıktı, ardından Ekrem de sakatlanıp çıktı. Ne oldu Schuster'in eli kolu bağlandı.
Derbiyi iki takımın defans oyuncuları belirledi. Beşiktaş'ın defansı inanılmaz hatalar yaptı.
Tabi saha içinde yardımlaşmayı da başaramayınca Fenerbahçe'ye çok pozisyon verdiler.

Hatasız bir maç yönetti
Aykut Kocaman "Grogi" durumda, bitmiş!
Fenerbahçeli futbolcular uyur gezer gibi, taraftar inancını kaybetmiş, havası mavası kalmamış.
Ama sürekli beğendiğimiz methettiğimiz Schuster felsefesini dün Kadıköy'de göremedik.
Aurelio'yu oyundan aldı. Yapabileceği tek hamle buydu. Bobo'yu oluna aldı. Tabi bu değişiklikte riski de kabullenmiş oldu. Bu da baskıyı hatta Guti'nin penaltı golünü getirdi.
Üzüldüğüm taraf şu; Beşiktaş takımı bırakın iyi futbolu, normal futbolunu oynayabilseydi Kadıköy'den beraberlikle değil, galibiyetle ayrılabilirdi.
Cüneyt Çakır beğendiğim bir hakem. Kendisini tebrik ediyorum. Hatasız bir maç yönetti. Zırt pırt kart göstermedi. Futbolcuları sık sık uylardı.
Penaltı pozisyonunda da doğru bir karar verdi.