Peki Cebelitarık ne?
UEFA, İspanya'nın tehdidine rağmen Cebelitarık'ı üyeliğe kabul etti ama Yunanistan'ın 'tehdidi var' diye Kuzey Kıbrıs'ı almıyor! Buraya kadar sustuk ama yeter artık. Çağ dışı, insanlık dışı bir ambargo uygulanıyor. İnsan hakları gasp ediliyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne sahip çıkmalıyız. Sahip çıkma siyasetle, parayla olmaz
- Futbol Haberleri
- 18 Haziran 2013, 23:35:48, Güncelleme: 19 Haziran 2013, 05:29:20
TEK SATIR YER ALMADI
Bu tehdide rağmen UEFA, İspanya topraklarındaki İngiliz sömürgesi Cebelitarık'ı üye kabul etti. Yani resmi üyesi... Bundan sonra Şampiyonlar Ligi'nde bir Cebelitarık takımı mesela Real Madrid ile oynayabilecek. Bunu yapan UEFA, Kıbrıs'ta, Galatasaray- Çetinkaya özel maçına izin vermiyor! Galatasaray'a diyor ki 'Kıbrıs'a gidersen seni boykot ederim!' Bu Türk spor medyasında tek satır yer almıyor. Bir Türk siyaset adamı 'Bu Kıbrıs Türklerine uyguladığınız ambargo çağ dışıdır, insanlık dışıdır' demiyor! Tamam 'ilkem var, prensiplerim var' falan da peki bu Cebelitarık ne? Buraya kadar sustuk. Ama şimdi? İspanya'nın tehdidine rağmen Cebelitarık'ı alıyorsun, ama 'Yunanistan'ın tehdidi var' diye Kuzey Kıbrıs'ı alamıyorsun! Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!.. Ben Kıbrıs'taydım bu Cebelitarık olayı yaşandığı zaman... Adamlar diyor ki 'Türkiye de senede şu kadar para göndererek üzerine düşeni yaptığını zannediyor.' Buyur! 'Bu mu Hıncal ağabey' dediler. Haklılar. Duydun mu bir Türk televizyonunda, bir Türk gazetesinde şu şimdi söylediklerimi, duydun mu!.. Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne sahip olmamız lazım. Sahiplik yalnız siyasetle olmaz, sahiplik sadece parayla olmaz. Onların insan hakları gasp ediliyor ve kimsenin sesi çıkmıyor. Cebelitarık'ı üye kabul eden UEFA, Kuzey Kıbrıs ile özel maç yapılmasına dahi izin vermiyor. Böyle bir şey olur mu? Neden; çünkü biz sesimizi çıkartmıyoruz. Ensene vur, lokmanı al, bu yanağına tokat vurana öbür yanağını çevir!
SEUL'DE OLAYLAR VARDI
Kıbrıs'ın siyaseti ile yakından ilgiliyiz; kim kazanıyor kim kazanmıyor? Eroğlu mu, efendim Denktaşlar mı? Peki Kıbrıs'taki insan ne oluyor? Esas sahiplenmemiz gereken Kıbrıs'taki insan... Ne yapıyor onlar da senin devletin sahiplenmeyince... Güney Kıbrıs pasaportu almaya başlıyorlar ki hakları var yasal olarak Kıbrıs vatandaşı oldukları için... Güney Kıbrıs pasaportu ile Avrupa Birliği'ne de üye olduğu için bir Avrupa ülkesi vatandaşı oluyor. Yavaş yavaş Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nüfusu azalıyor. Hepsinin hemen hemen cebinde artık çift pasaport var. Yarın Türkiye Cumhuriyeti pasaportuna da ihtiyaçları kalmayacak. Kıbrıs pasaportu daha avantajlı hale gelecek. Çünkü Türkiye sahiplenmeyince ne yapacak o pasaportu? Başına bela pasaportu!..
Son dönemdeki olayların gölgesinde kaldı belki ama aynı dönemde iki çok önemli organizasyona ev sahipliği yapacağız. 20-30 Haziran tarihleri arasında Akdeniz Oyunları, 21 Haziran-13 Temmuz tarihleri arasında ise U20 Dünya Kupası ülkemizde düzenlenecek. Tesisler hazır, Türkiye açısından iki organizasyon ne ifade ediyor, nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?
Akdeniz Oyunları artık yerel şenliğe dönüştü. Mersin ve civarı hareketlenecek. Eski heyecanı yok. Dünyada çok fazla itibarı yok. Bakalım; kaç tane televizyon, kaç dakika yayın yapacak? O işler bitti artık. Üst düzey sporcuların hepsi artık profesyonel yarışlarda iyi paralar kazanıyorlar. Akdeniz Oyunları'na genç, geleceği olan insanlar ancak 'Geleyim de şurada kendimi göstereyim' diyor. Hiçbir ülkenin en iyi sporcusunu Akdeniz Oyunları'nda göremiyoruz. Mersin için iyi bir olay... O civara bir hareket getirir. U20 Dünya Kupası çok önemli... Bütün dünyanın gözünün üstünde olduğu bir turnuva... Türkiye hem bir sınav verecek 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası adaylığı; hem iyi bir sınav verecek 2020 Olimpiyat Oyunları adaylığı için... Bir de tabii bu son Gezi Parkı olayları, protestoları ile turnuvanın alakası yok. Biz 1988'de Seul'e giderken bütün dünya televizyonlarının ana haberlerinde, Seul bölümleri vardı. Polislerle öğrenciler birbirlerine giriyordu. Ama nasıl... Bizdeki gibi de değil... Daha beter... Buna rağmen biz Seul'e gittik, 20 gün orada yaşadık, haberimiz olmadı ki Olimpiyatların devamında da gösteriler devam etti. Olimpiyatları izliyorum, yazıyorum, yazdırıyorum, dönüyorum Basın Köyü'ne geliyorum, televizyonu açıyorum, Seul'de olaylar olmuş. 'Biz nasıl Seul'deyiz, bir şey görmüyoruz, duymuyoruz' diyorduk. Gene böyle maskeli polisler, öğrenciler birbirlerine girmişler. Bu olimpiyatlarla birlikte sürdü. Yani dünya buna alışık.
NEŞE İÇİNDE GEÇSİN
Önemli olan organizasyonu nasıl yapacağımız ve Organizasyonu bu protestolardan nasıl uzak tutacağımız. Gönül istiyor ki bitsin, Dünya Kupası'nı millet neşe ile keyifle yaşasın. Ama bitmese bile o organizasyondan yansımama olmaması lazım ki 'Türkler bu işi beceriyor' desinler. Tabii bu arada Türk takımları için güzel bir yanı var; geleceğin yıldızlarını fiyatı ucuzken keşfetmek çok önemli... Bu bir ekip meselesi... Bu şampiyona Avustralya'da ya da Afrika'da yapılırken oraya adam göndermek, izletmek zor ama şimdi benim memleketimde... Mesela Galatasaray'ın, mesela Fenerbahçe'nin, mesela Kayserispor'un, mesela Çatladıkapıspor'un beş tane merkezde, beş tane aklı başında adamı olması yeter. Bu da kulüp yönetimlerine çok önemli bir avantaj sağlıyor, geleceğin yıldızlarını ucuz fiyatlarla transfer etme konusunda...
***
TÜRKiYE'Yi REDDETTi
Süper Kupa Finali'nin Azerbaycan'da oynanması planlıyordu, gelen haberlerde olumluydu ama daha sonra 'Sürenin kısıtlı olması' gerekçe gösterilerek ret yanıtı verildi. Azerbaycan'ın federasyonu geri çevirmesinin sebebi ne olabilir?
Bu nasıl aptalca bir iştir! Bir federasyon bunun ön temasını yapmadan, konuşmasını yapmadan kamuoyuna açıklar mı? İşte buyur... Azerbaycan'ın reddettiği bir ülke durumuna düştü Türkiye... Türkiye düştü, Yıldırım Demirören ya da Futbol Federasyonu değil... 'Azerbaycan, Türkiye'yi reddetti.' Bu nasıl iş!
Üstelik Makedonya'dan çağrı vardı.
Nereye gideceksen git ama önce bir konuş, ara... 'Ben Moskova'da oynamayı düşünüyorum Sayın Putin... Ne dersiniz' de... 'Harika olur' der, açıklarsın. 'Biz Moskova'ya teklif yaptık' diye... Böyle olur bu işler. Azerbaycan gibi 'Bir millet iki devlet' sloganlı bir ülkeden bize 'Hayır' cevabı geliyor. Bana sorsalar ben de 'Hayır' derim. Kanıma dokunur. 'Ben senin sömürgen miyim! Bana sormadan açıklama yapıyorsun!'
SÖMÜRGE MUAMELESİ
İngiltere şimdi 'Kraliçe Kupası'nı Bombay'da oynayacağım' dese... 'O devirler değişti Sayın Kraliçe... Hindistan artık sömürge değil' demezler mi adama... Ama 'Biz burada oynamayı düşünüyoruz, siz ne dersiniz?' diye sorarlarsa; süreç de uygunsa 'Buyurun, şeref verirsiniz' denir. Bombay'da oynar. Adamlar bir de kırmızı halı döşerler; 'Manchester United ve Liverpool gelip burada kupa finali oynayacak' diye... Ama sormadan açıklarsan sömürge muamelesi yapıyorsun adama... Ama yok, bu idarecilik sanatından nasip almamış, Beşiktaş'ı batırmış, Beşiktaş'tan gönderilmiş bir adamı sen federasyon başkanı yaparsan işte bunlar başına gelir!..
***
'TRiBÜNDE OTURSUN' DiYE ALIYOR
Galatasaray'ın transfer politikası ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Chedjou, Erman Kılıç alındı. Son dönemde sol bek üzerinde yoğunlaşıldı, ayrıca Melo ile de görüşmeler devam ediyor.
Galatasaray'ın Melo'dan önce Türk pasaportlu üst düzey oyuncuya ihtiyacı var. Bu takımda oynayan yabancılarla Türkler arasında uçurum olursa düzenli istikrarlı bir takım yapamazsın. Galatasaray yıllardan beri özellikle savunmaya yönelik yerli transferde yok. Kendi iyi adamlarını da kaptırıyor. Kendi iyi adamlarını da gönderiyor, kıymetini bilmiyor, yok ediyor. Ceyhun'u yok etti, Serkan Kurtuluş'u yok etti hatta Uğur Uçar... Pırlanta gibi oynuyordu, bir sakatlandı, gönderdiler. Şimdi ne oldu; yok oldu.
UEFA, ADALI'YI BİTİRDİ
Yerli transfere girmiyor Galatasaray... Hasan Ali Kaldırım'ı Galatasaray almalıydı. Caner'i Fener'e kaptırdı, onun yerine bir adam lazım, en iyi aday Hasan Ali Kaldırım, onu da Fener aldı! Bu nasıl transfer politikasıdır! Drogba'yı al, Sneijder'i al, Chedjou'yu al... Oynatamadıktan sonra ne işe yarar! 'Tribünde otursun' diye mi alıyorsun adamları! Vitrin mi yapıyorsun? Galatasaray'ın transfer politikasını tasvip etmem söz konusu değil...
Melo...
Melo bence lüzumsuz bir adam... Brezilya Milli Takımı'nda ne yapıyor Melo! Adı mı geçiyor!
Fikret Orman, yeniden Beşiktaş Başkanlığına seçildi. Serdal Adalı, UEFA Disiplin Kurulu'na sevk edilmese durum farklı olur muydu?
Kongreyi o bitirdi. UEFA'nın açıklaması Serdal'ın bütün şansını bitirdi. Serdal Adalı ekibinin önde gelen isimleriyle konuştum cuma günü, "Kongre bitti. Laf ola geliyoruz" dediler.
Röportaj: Bülent CAN
DİĞER HABERLER
-
FIFA kokartlı hakem Kadir Sağlam, Fransa temsilcisi Monaco ile Portekiz'in Benfica takımı arasında yarın yapılacak UEFA Gençlik Ligi müsabakasını yönetecek. -
Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu'nun bugün gerçekleştirdiği toplantıda hakkında istifa edeceği yönünde iddialar ortaya çıkan TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu'na destek kararı çıktı. -
Süper Lig'in de içerisinde yer aldığı dünyanın en değerli ligleri açıklandı. Liglerde yer alan oyuncuların güncel piyasa değerlerini toplayarak oluşturulan listede İngiltere Premier Lig ile diğer ligler arasındaki uçurum dikkat çekti.