Çok önemli bir olay var. Ne yazık ki gazetelerimizin hiçbirinin umurunda değil. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, FIFA ve UEFA tarafından tanınmıyor. Bu yüzden takımlar gidip Kuzey Kıbrıs'ta bırak özel maçı, sezon hazırlığı bile yapamıyorlar. Antalya'ya, Türk takımları dâhil Avrupa'dan senede iki bin takım gelirken Kıbrıs yasak! 'Efendim Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni Birleşmiş Milletler tanımıyor, kimse tanımıyor biz de tanımıyoruz.' Gerekçeleri bu ve oradaki topluma insanlık dışı, çağdışı bir ambargo koyuyorlar. On gün evvel, çok ilginç bir olay yaşandı. Ne yazık ki Türk medyasına aksetmedi. Çünkü Türk medyasının gözünün Fenerbahçe'den başka bir şey gördüğü yok! Cebeli Tarık'ı UEFA üyeliğe kabul etti. İspanya kıyametleri kopardı; 'Üyeliğe kabul ettiğiniz Cebeli Tarık adlı ülke bana ait topraklarda İngiltere'nin zorla kurduğu bir sömürgedir. Bunu UEFA üyeliğine alamazsınız. Alırsanız eğer ben bir daha Real Madrid'in ve Barcelona'nın Şampiyonlar Ligi'ne katılmasına izin vermem.' Tehdidin büyüklüğüne bakar mısın! İspanyol takımlarının olmadığı bir Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi ne hale gelir.
TEK SATIR YER ALMADI
Bu tehdide rağmen UEFA, İspanya topraklarındaki İngiliz sömürgesi Cebelitarık'ı üye kabul etti. Yani resmi üyesi... Bundan sonra Şampiyonlar Ligi'nde bir Cebelitarık takımı mesela Real Madrid ile oynayabilecek. Bunu yapan UEFA, Kıbrıs'ta, Galatasaray- Çetinkaya özel maçına izin vermiyor! Galatasaray'a diyor ki 'Kıbrıs'a gidersen seni boykot ederim!' Bu Türk spor medyasında tek satır yer almıyor. Bir Türk siyaset adamı 'Bu Kıbrıs Türklerine uyguladığınız ambargo çağ dışıdır, insanlık dışıdır' demiyor! Tamam 'ilkem var, prensiplerim var' falan da peki bu Cebelitarık ne? Buraya kadar sustuk. Ama şimdi? İspanya'nın tehdidine rağmen Cebelitarık'ı alıyorsun, ama 'Yunanistan'ın tehdidi var' diye Kuzey Kıbrıs'ı alamıyorsun! Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!.. Ben Kıbrıs'taydım bu Cebelitarık olayı yaşandığı zaman... Adamlar diyor ki 'Türkiye de senede şu kadar para göndererek üzerine düşeni yaptığını zannediyor.' Buyur! 'Bu mu Hıncal ağabey' dediler. Haklılar. Duydun mu bir Türk televizyonunda, bir Türk gazetesinde şu şimdi söylediklerimi, duydun mu!.. Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne sahip olmamız lazım. Sahiplik yalnız siyasetle olmaz, sahiplik sadece parayla olmaz. Onların insan hakları gasp ediliyor ve kimsenin sesi çıkmıyor. Cebelitarık'ı üye kabul eden UEFA, Kuzey Kıbrıs ile özel maç yapılmasına dahi izin vermiyor. Böyle bir şey olur mu? Neden; çünkü biz sesimizi çıkartmıyoruz. Ensene vur, lokmanı al, bu yanağına tokat vurana öbür yanağını çevir!
SEUL'DE OLAYLAR VARDI
Kıbrıs'ın siyaseti ile yakından ilgiliyiz; kim kazanıyor kim kazanmıyor? Eroğlu mu, efendim Denktaşlar mı? Peki Kıbrıs'taki insan ne oluyor? Esas sahiplenmemiz gereken Kıbrıs'taki insan... Ne yapıyor onlar da senin devletin sahiplenmeyince... Güney Kıbrıs pasaportu almaya başlıyorlar ki hakları var yasal olarak Kıbrıs vatandaşı oldukları için... Güney Kıbrıs pasaportu ile Avrupa Birliği'ne de üye olduğu için bir Avrupa ülkesi vatandaşı oluyor. Yavaş yavaş Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nüfusu azalıyor. Hepsinin hemen hemen cebinde artık çift pasaport var. Yarın Türkiye Cumhuriyeti pasaportuna da ihtiyaçları kalmayacak. Kıbrıs pasaportu daha avantajlı hale gelecek. Çünkü Türkiye sahiplenmeyince ne yapacak o pasaportu? Başına bela pasaportu!..
Son dönemdeki olayların gölgesinde kaldı belki ama aynı dönemde iki çok önemli organizasyona ev sahipliği yapacağız. 20-30 Haziran tarihleri arasında Akdeniz Oyunları, 21 Haziran-13 Temmuz tarihleri arasında ise U20 Dünya Kupası ülkemizde düzenlenecek. Tesisler hazır, Türkiye açısından iki organizasyon ne ifade ediyor, nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?
NEŞE İÇİNDE GEÇSİN
Önemli olan organizasyonu nasıl yapacağımız ve Organizasyonu bu protestolardan nasıl uzak tutacağımız. Gönül istiyor ki bitsin, Dünya Kupası'nı millet neşe ile keyifle yaşasın. Ama bitmese bile o organizasyondan yansımama olmaması lazım ki 'Türkler bu işi beceriyor' desinler. Tabii bu arada Türk takımları için güzel bir yanı var; geleceğin yıldızlarını fiyatı ucuzken keşfetmek çok önemli... Bu bir ekip meselesi... Bu şampiyona Avustralya'da ya da Afrika'da yapılırken oraya adam göndermek, izletmek zor ama şimdi benim memleketimde... Mesela Galatasaray'ın, mesela Fenerbahçe'nin, mesela Kayserispor'un, mesela Çatladıkapıspor'un beş tane merkezde, beş tane aklı başında adamı olması yeter. Bu da kulüp yönetimlerine çok önemli bir avantaj sağlıyor, geleceğin yıldızlarını ucuz fiyatlarla transfer etme konusunda...
***
TÜRKiYE'Yi REDDETTi
Süper Kupa Finali'nin Azerbaycan'da oynanması planlıyordu, gelen haberlerde olumluydu ama daha sonra 'Sürenin kısıtlı olması' gerekçe gösterilerek ret yanıtı verildi. Azerbaycan'ın federasyonu geri çevirmesinin sebebi ne olabilir?
Bu nasıl aptalca bir iştir! Bir federasyon bunun ön temasını yapmadan, konuşmasını yapmadan kamuoyuna açıklar mı? İşte buyur... Azerbaycan'ın reddettiği bir ülke durumuna düştü Türkiye... Türkiye düştü, Yıldırım Demirören ya da Futbol Federasyonu değil... 'Azerbaycan, Türkiye'yi reddetti.' Bu nasıl iş!
Üstelik Makedonya'dan çağrı vardı.
Nereye gideceksen git ama önce bir konuş, ara... 'Ben Moskova'da oynamayı düşünüyorum Sayın Putin... Ne dersiniz' de... 'Harika olur' der, açıklarsın. 'Biz Moskova'ya teklif yaptık' diye... Böyle olur bu işler. Azerbaycan gibi 'Bir millet iki devlet' sloganlı bir ülkeden bize 'Hayır' cevabı geliyor. Bana sorsalar ben de 'Hayır' derim. Kanıma dokunur. 'Ben senin sömürgen miyim! Bana sormadan açıklama yapıyorsun!'
SÖMÜRGE MUAMELESİ
İngiltere şimdi 'Kraliçe Kupası'nı Bombay'da oynayacağım' dese... 'O devirler değişti Sayın Kraliçe... Hindistan artık sömürge değil' demezler mi adama... Ama 'Biz burada oynamayı düşünüyoruz, siz ne dersiniz?' diye sorarlarsa; süreç de uygunsa 'Buyurun, şeref verirsiniz' denir. Bombay'da oynar. Adamlar bir de kırmızı halı döşerler; 'Manchester United ve Liverpool gelip burada kupa finali oynayacak' diye... Ama sormadan açıklarsan sömürge muamelesi yapıyorsun adama... Ama yok, bu idarecilik sanatından nasip almamış, Beşiktaş'ı batırmış, Beşiktaş'tan gönderilmiş bir adamı sen federasyon başkanı yaparsan işte bunlar başına gelir!..
***
'TRiBÜNDE OTURSUN' DiYE ALIYOR
Galatasaray'ın transfer politikası ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Chedjou, Erman Kılıç alındı. Son dönemde sol bek üzerinde yoğunlaşıldı, ayrıca Melo ile de görüşmeler devam ediyor.
UEFA, ADALI'YI BİTİRDİ
Yerli transfere girmiyor Galatasaray... Hasan Ali Kaldırım'ı Galatasaray almalıydı. Caner'i Fener'e kaptırdı, onun yerine bir adam lazım, en iyi aday Hasan Ali Kaldırım, onu da Fener aldı! Bu nasıl transfer politikasıdır! Drogba'yı al, Sneijder'i al, Chedjou'yu al... Oynatamadıktan sonra ne işe yarar! 'Tribünde otursun' diye mi alıyorsun adamları! Vitrin mi yapıyorsun? Galatasaray'ın transfer politikasını tasvip etmem söz konusu değil...
Melo...
Fikret Orman, yeniden Beşiktaş Başkanlığına seçildi. Serdal Adalı, UEFA Disiplin Kurulu'na sevk edilmese durum farklı olur muydu?
Röportaj: Bülent CAN