Futbol sadece futbol değil de olimpiyat sadece olimpiyat mı?

Federer, Nadal, Bolt, Ann Fraser, Kobe Bryant gibi yıldızlar insanları TV başına çekerken futbolun yıldızları Messi'yi, Ronaldo'yu, İbrahimoviç'i, Arda'yı, Mesut'u, Ribery'yi olimpiyatta seyredemiyoruz
Olimpiyat oyunlarında en popüler spor dallarının en iyi, en üstün ve en gözde sporcularını seyretme imkanı buluruz;
Azerenka, Williams, Federer veya Nadal gibi örneğin..
Hepsi tenis branşının en iyileridir ve milli takımlarında yer aldıklarında oradadır. En iyi atletleri seyretmek için olimpiyatları iple çekeriz.
Usain Bolt, Meseret Defar, Dibaba, Shelly-Ann Fraser ve Amerika'nın dopingden kasları şişkin (!) dar formalı bütün atletleri oradadır.
Bizler onları seyretmek için adeta ekran karşısında büyülenmiş gibi oluruz.

NBA'nın yıldızları orada
NBA Ligi'nin en iyi basketbolcuları orada yer alır. Le Bron James, Kobe Bryant, Kevin Durant, Dwyn Wade, Nowitzky milli takımlarına girebildikleri ve olimpiyat hakkı kazandıkları sürece hep olimpiyatlardadır.
Ancak olimpiyatlarda en iyileri bulamadığımız tek istisna futboldur.
Dünyanın en gözde futbolcuları olimpiyatlarda yer almaz. Dünya çapında en çok seyredilen, hiç şüphesiz 20'inci ve 21'inci yüz yılın en popüler spor dalı futbol, olimpiyatlarda en az seyirci çeken, televizyonda oyunların en az seyredilen spor dallarından biridir.
Bütün spor dallarının en iyileri olimpiyatlarda boy gösterirken, futbolda nedeni belli olmayan bir kısıtlama ile 23 yaş altı oyuncuları yer alır. Neden orada da Messi'yi, Ronaldo'yu, İbrahimoviç'i, Arda'yı, Mesut Özil'i, Ribery'i, Falcao'yu yine milli takımlarına girdikleri ve olimpiyat hakkı kazandıkları takdirde seyredemeyiz?

Amatörlük nerede kaldı
Bundan 20 sene öncesine kadar buna verilebilecek cevap şu olabilirdi:
"Olimpiyatlarda amatör sporcular yarışır, oysa futbol tamamen profesyoneldir. Bunun için futbolda yaş kısıtlaması vardır." Peki… Günümüzde, olimpiyat şampiyonu olan herhangi bir sporcunun cebine bazı durumlarda futbolculardan daha fazla para giriyorken, nerede kaldı amatörlük?
İşte bu yüzden, futbolun olimpiyat oyunlarında 23 yaş altı futbolcularla temsil edilmesini bu şekilde açıklamak doğru da olmaz, mümkün de değildir. Bunun sebebi de olimpiyat oyunları adına alınan her karar gibi, tamamen parasaldır.

Çıkar alış verişi
Futbolun olimpiyatlarda ikinci sınıf olarak temsil edilmesinin sebebi, IOC eski başkanlarından Juan Antonio Samaranch ile yine FIFA eski başkanlarından João Havelange arasındaki karşılıklı çıkar alışverişinde gizlidir.
Havalange, FIFA başkanlığı için yürüttüğü kampanyada o güne kadar 16 takımla oynanan Dünya Kupası maçlarını 23 takıma çıkartma sözü verir.
Kupada kendini temsil etme şansı bulamayan, devlerin arasına giremeyen birçok gelişmekte olan ülkenin oyunu alarak başkanlığa seçilir.
Seçimin hemen sonrasında, İspanya'da dünya kupası başlayacaktır ve İspanya, 16 takıma göre hazırlıklarını yapmıştır. Havalange'ın turnuvanın 23 takımla yapılması için kurduğu baskı sonuç vermez.
İspanya bütün hazırlıklarını 16 takıma göre yaptığını, 23 takıma çıkarılacak bir turnuvanın masrafını karşılayamayacağını FIFA'ya bildirir. O zamanlar FIFA'da bu finansmanı karşılayacak miktarda maddi bir birikim yoktur ve İspanya'yı razı edebilmek için, o günlerde IOC başkanlığı için hazırlıklar yapmakta olan Samaranch devreye girer.
Sonuçta Samaranch'ın gayretleriyle ve Coca Cola'nın da sponsor olmasıyla İspanya, dünya kupasını 23 takımla gerçekleştirir ve Havelange da sözünü tutmuş olur.
Samaranch'ın IOC adaylığı sırasında bu defa yardım etme sırası Havalange'a gelir. Latin Amerika ülkelerindeki gücünü kullanarak Samaranch'ın seçilmesinde çok büyük katkı sağlar.
Böylesine karşılıklı çıkarlara dayanan dostluk ilişkileri, FIFA Dünya Kupası'nın değerinin düşürülmemesi, futbolun en üst şampiyonası olmaya devam edebilmesi sonucunu da beraberinde getirir.

O günkü formül
Futbolun olimpiyatlarda yokluğunu düşünmek imkansız olacağından, olimpiyatlarda 23 yaş altı sporcularla yer almasına ve dünyanın en çok seyredilen sporunun bu organizasyonda en az ilgi gören branş olmasına rıza göstermek o günkü formül olur.
Yani Samaranch, uğruna her türlü değeri feda edebildiği olimpiyatlarda, kadim dostunun hatırı (!) için en çok izlenecek, en popüler spor dalının, bir alt kategoride yer almasına göz yumar.

IOC'nin malı deniz...
Dolayısı ile olimpiyatlarda etikten, spor ahlakından, fairplay olgusundan söz etmek, samanlıkta iğne aramakla eş anlamlıdır.
"IOC'nin malı deniz, yemeyen domuz" bolluğunda süzülen Olimpiyat gemisi, tamamıyla "Al gülüm, ver gülüm" ilişkileri ile yol almaya devam eder. Biz de, Simon Kuper'ın o ünlü sözüne nazire yaparak rahatlıkla, "Futbol sadece futbol değil ama olimpiyat da sadece olimpiyat değil..." diyebiliriz.

TOPLU BiR ÖZÜR...
Her konuda, her zaman "İnce eleyip, sık dokuyan" ve dostlarının deyimiyle aşırı hassas biri olan bendeniz, 7 Ağustos'ta bu köşede ülkece geçirdiğimiz zorlu günlerin hissiyatıyla ve Fetullahçı Terör Örgütü kiniyle, hiç tarzım olmayan bir yazı yazdım.
Kabul ediyorum ki; böylesine kritik bir dönemde, elde sağlam deliller olmadan, hafızada flu kalmış kulis bilgileriyle kalem oynatmak, büyük bir hataydı.
Haliyle, FETÖ örgütü ile birlikte anılmaktan büyük rahatsızlık duyan, bu hain yapıyla herhangi bir yerde ve zamanda bir araya gelmelerinin asla mümkün olamayacağını samimiyetle ifade ederek tekzip eden AHMET DURSUN, ERSEN MARTİN ile yine adı geçen HAMZA HAMZAOĞLU'ndan tekrar özür diliyorum.
Bir haftadır hem dinen, hem de vicdanen kendimi çok rahatsız hissettiğim için, istemeden de olsa üzdüğüm insanların bende kalan haklarının ağırlığı yorucu...
Bir anlık boşluğa düştüğün anlarda, yazı yazmanın bazen böyle cilveleri oluyor.
Dikkatsizce sürerek yaptığımız bu yol kazasında, okuyucularımın da affına sığınıyor ve "Bundan sonra sadece spor yazmaya devam" diyorum.