Güce tapan sistem
Yıldırım Demirören "Düzen değişmeli" diyor. Ama düzeni aynen devam ettirecek bir öneri sunuyor. Diyor ki; "MHK, PFDK ve Tahkim'i genel kurul seçsin." Tam bu noktada genel kurulun yapısına bakalım.
Oradaki egemen güçler kim? Başta Fenerbahçe, Galatasaray ve sonra Beşiktaş. Bu yapıyla seçilecek olan MHK da PFDK da Tahkim Kurulu da kendisini seçenlere "Biat" etmek zorunda kalır. Yani en güçlüyü koruyan sistem aynen devam eder.
Tüm paydaşlar oy kullanmalı
Peki çözüm ne? Çözüm; Büyük kulüplerin asla kontrol edemeyecekleri en az 2000 delegenin oy kullanacağı genel kurullar yapabilmektir.
Sadece taban birliklerine, kulüplere, eski hakemlere oy hakkı veren bu düzen ancak futbolun tüm paydaşları genel kurula girer, oy kullanırsa değişir. Kulüp başkanlarının değil, 2000 tane genel kurul üyesinin oyuyla seçilen TFF başkanı ve kurullar da kimseye biat etmeden, vicdanlarının sesini dinleyerek işlerini yaparlar. O nedenle kimse masal anlatmasın; Genel kurul yapısı değiştirilsin futboldaki kirli düzen yıkılsın. Peki güce tapan bu sistem nasıl hayat buluyor?
Şimdi onu anlatalım; Bu işin üç önemli ayağı var; yönetici, teknik adam ve TFF. Medyayı da eklersek abartmış olmayız. Sistem şöyle işler; Bir hakem egemen güçlerden birinin lehine hata yaptı mı, başkanı ve teknik adamı tek kelime etmeden başını kuma gömer. Birinci adım böyle atılır. Sonra medyadaki kalemşörlere iş düşer:
Onların görevi, "Hakem de insandır. Hata yapabilir!:
Hakem hataları dünyanın her yerinde var!: Hakem hatalarını bırakıp futbol konuşalım!:" şeklindeki tavırlarla sahadaki aleni kollamaları legalleştirmektir. Bu tavırları sergilerken başka takımlar lehine yapılan sıradan hataları da işin içine kattılar mı amaçlarına ulaşırlar ve futbol kamuoyunda istedikleri algıyı yaratırlar. Ancak iş burada bitmez.
Hakemin, TFF kanadından da kollanması gerekir. Bunun için temaslar yapılır.
Ve egemen güç lehine hata yapan hakeme en kısa sürede yeni bir maç verdirilir. Bunun sonucunda tüm diğer hakemler "Falanca takımı kollarsak başımız ağrımaz!" mesajını aldıklarını sezon boyu belli ederler. Güce tapan kirli düzen böyle çalışır. İki tane genç hakem düzenin dışına çıkmaya çalışırsa eski bir abisi yanına yanaşır, "Oğlum akıllı ol, yarıştaysa Fener ile Galatasaray'a karşı hata yapma. Onlar yoksa Beşiktaş'ı kolla gerisini boş ver gitsin" diyerek, "altın bir nasihat" verir. İstisnalar hariç elli yıldır bu böyle gelmiş böyle gider.
Kimse kimseye biat etmez
TFF'nin genel kurul yapısını düzeltirsek hiçbir kulübün TFF başkanı, MHK başkanı, PFDK başkanı seçme şansı, bu kurullara adam sokma şansı kalmayacağı için kimse kimseye biat etmeyecek. Kollama tamamen bitecektir. İşte o zaman bizim ligimizde de sadece hakem hataları olacaktır, eyyam değil! Kollanmayan büyükler de Chelsea ve Dortmund gibi yerine göre ligin dibine demir atacaklardır. Şimdi herkes kendi vicdanında şu soruya erkekçe cevap versin: "Gerçekten böyle temiz bir düzen istiyor muyuz?"
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.