Topun arkasında!
Çok değil altı gün sonra eleme grubu maçı oynayacaksanız, özel maçta futbolcuların her şeylerini sahaya sermelerini bekleyemezsiniz...
Sakatlık korkusu, birkaç gün sonraki kadroya girme mücadelesine baskın gelir genellikle.
Böyle bir toleransla baktığımızda organize olamadık, orta alanda top yapamadık, kale önünde çoğalamadık, iki bekimiz iyi çıktılar fakat kötü döndüler gibi detaylarda boğulmanın anlamı yok.
Dolayısıyla Danimarka özel maçı iklime alışmak ve benzer oyun karakterindeki İzlanda için antrenmanımsı bir prova yapmaktan öte bir şey değildi.
O nedenle tabelaya hiç takılmadım, bana sorarsanız kimse de takılmasın.
Öte yandan dikkat çekmemiz gereken bazı noktalar da yok değil. İlk 45'te sahada yok gibiydik... Selçuk, Oğuzhan, formsuz, Ahmet İlhan yetersiz, savunma uyumsuzdu... Herkes ayrı telden çaldı, Allah'tan kalede Onur vardı!
İstenen kıvamda değiliz
İkinci yarıda Emre ve Olcan takviyesiyle orta sahada topun arkasına geçtik.
Arkadan gelen destekle rahatlayan Olcay Şahan da, Burak Yılmaz'ın etrafında daha çok dolaşmaya başladı. Nitekim bu ikilinin harika paslaşmalarıyla golü bulduk. Olcay'ın soğukkanlılıkla yaptığı net gol vuruşu takdire değer. Hemen belirtelim bu golde Burak ve Olcay kadar, pres yaparak Danimarka'nın çıkmasını önleyen, ikinci, hatta üçüncü dönen topu kapan Emre ve Olcan'lı orta sahanın da payı büyüktü. Galibiyet golünü genç Ozan Tufan'ın atması ise gecenin en güzel olayıydı...
Evet Oğuzhan, Ahmet İlhan sıfırın altında oynayınca ilk yarıda gezindik, ikinci yarıda ise nispeten özümüze döndük.
Yine de tam istenen kıvamda olmadığımız bir gerçek. Danimarka'yı 5 maç sonra yendik, İzlanda'yı da yenmek istiyorsak daha iyi olmalıyız. Sürekli topun arkasında olamazsak maçın da gerisinde kalırız benden söylemesi.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.