Alışkanlık oldu!

Beşiktaş'ın mücadele azmi var, kazanma iştahı var ama elinin ayarı yok. Oyunu tutmak, aktif dinlenmek bunlar Kartal'ın hocasının kitabında yok. Orada yazmadığı için takımın okuma şansı da kalmıyor elbette... Ben yazmaktan bıktım, Aybaba aynı hatayı yapmaktan bıkmadı. Maçı belli bir yere kadar takım getirir, bir yerden sonra hoca müdahale eder. Beşiktaş önde, rakip eksik kalmış ve üst üste pozisyonlar buluyor. Kaçan her gol senin için moral bozukluğu, rakip için umut. Üstelik son vuruşlara bakarsan hepsi yorgunluk kaynaklı hatalarla dolu. Bunu nasıl göremez bir teknik adam anlamak mümkün değil. Aybaba'nın başka bir hatası ise genç insanları baskı altında sahaya sürmek. Bu takım kupada birbirinden kolay rakiplerle eşleşti ama hoca orada gençleri kullanmayı düşünmedi. Bütün arayışlarını derbilerde yapan Aybaba; Sinan, Muhammed gibi gençleri sahaya sürmek için de en gergin atmosferleri tercih etti.

Gençler giyotine...
Erkan Kaş, Hasan Türk gibi oyuncuları görmezden gel, Tanju'yu Burak'ı gönder ondan sonra 'kadro dar' diye masal anlat. İlk yarıdaki Gaziantep maçıyla başla, Fenerbahçe ve Galatasaray derbileri, Bursa, Eskişehir ve Karabük maçları hep kenar yönetiminin yanlış müdahalesi ya da müdahale etmekte geç kalmasıyla hüsranla sonuçlandı. İşte yeni bir destan! Holosko, Olcay, Mehmet Akgün bitmiş. En basit pozisyonlarda hata üzerine hata yapılıyor. Bir bakıyorsunuz hoca gencecik Muhammed'i atıyor giyotinin altına. Koy Emre'yi savunmanın soluna çek Gökhan'ı öne ama nerde. Zaten öyle başlaması lazımdı ya neyse... Böyle bir hocası varken Beşiktaşlı alışmalı bu skorlara.