Hızı kesildi
Şaka değil; saha zeminine bir mobilya grubu koyup, en sevdiğiniz üç dört arkadaşınızla sohbet edilemeyecek bir havada oynandı Antalya'daki maç.
Üstelik, ayaklarına kağıt sıkıştırmazsanız, o mobilya takımının koltukları, sehpaları vs dengede de durmayacaktı.
Keza; iki takım oyuncuları sadece sıcak ve nemli havayla değil, çok kötü bir zeminle de boğuştu.
Bu seviyede, böylesine güzel bir statta, Samuel Eto'o, Bafetimbi Gomis ve diğer futbolcular çok daha iyi bir zeminde oynamayı hak ediyor.
Galatasaray farklıydı. ''Kötüydü'' diyemiyorum çünkü; daha bi' şuurluydu sanki. Sıcak, zemin, zorlu bir rakip, ilk üç haftanın Galatasaray'ının hızını da kesti bir miktar elbette.
?Belhanda kulübeye
Yine de; Serdar Aziz, Belhanda gibi birkaç oyuncu artık ufak ufak yedek kulübesine doğru hareketleniyor bence. Bu bağlamda; ''Badou Ndiaye- Selçuk İnan değil de, Younes Belhanda- Selçuk değişimi daha mı mantıklı olurdu?'' diye düşünmekten kendimi geri alamıyorum.
Maçın hemen başında Bafetimbi Gomis'in takım arkadaşı Linnes'e attığı fırça sonrası sol kanatta ilk yarı boyunca bir tutukluk yaşanması dikkat çekiciydi.
Rodrigues'in sağdan çizgiye inip, Gomis'e yaptığı servis, Gomis'in bitirici dokunuşu muhteşemdi. Bu ikili belli ki çok can yakacak bu sezon.
Bu maçın tamamen skorundan bağımsız konuşuyorum; şampiyonluk 34'te 34 maç kazanarak gelmiyor.
Bazı maçlar berabere, bazı maçlar mağlup bitiyor normal olarak. Ama şu gerçek değişmiyor; Galatasaray rayına oturdu, doğru yolda ilerliyor.
Birkaç küçük dokunuşla ''şampiyonluğun en güçlü adayı'' olarak konumlanacak güçte.
Antalyaspor ligi zirveye çok yakın yerlerde biterecek kadar özel bir takım. Önlerindeki tek engel; içeride… Onu da aşacak bir yönetim yapısı ve teknik kadro var ve bu kırmızı beyazlılar için son derece umut verici olmalı.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.