Kaptan, yıldız ve lider
Kağıt üstünde ürkütücü bir kadro ile maça başlıyordu G.Saray.
Kaybedecek bir şeyi olmayan Trabzonspor ise başlama vuruşu itibarıyla sahnelediği taktikle işini şansa bırakıyor gibiydi.
Özetle; durum kağıt üstünde de, maçın başlangıç senaryosu olarak da G.Saray'ın lehine gibiydi. Fakat başta Podolski, Sneijder, Selçuk olmak üzere bireysel performanslar hayli kötüydü. Tolga çok koşuyordu yine ve takımın ağır ağabeyi oymuşçasına oynuyordu. Takımda o kadar şutör dururken şut atmak bile Tolga Ciğerci'ye düştü uzunca bir süre. Hani o herkesin ''ya hu, G.Saray iyi puan topladı, bu Riekerink iyi adam ama'' diye başlayan ve ilk 7 haftanın ardından bir türlü bitirilemeyen cümlesi mutlu bir sona evrilmeyecek gibi görünüyordu.
TOLGA VE RİEKERİNK OLUR MU
Josue ve Sinan, Cavanda ve Sneijder'in yerine oyuna girdiğinde henüz çok geç olmamıştı. De Jong'un Selçuk'un yerine oyuna girişiyle G.Saray'ın kaptanı, Muslera oluyordu. 80'e gelindiğinde takımda çalımları Bruma atıyor, şutları Tolga çekiyordu.
Bu iki genç oyuncu dışında kalanlar için olumlu bir şey yazmaya elim varmıyor.
Çok kötü bir döneminde yakaladığı rakibi karşısında, sezon rekoru kıran seyircisinin desteğini arkasına alan G.Saray'da bir takım ezberlerin bozulması gerekliliği çok açık. Sorun mental mi, fiziksel mi tam olarak anlaşılamıyor. Ama şu kadarından eminim; G.Saray futbol takımının yıldıza falan değil, lidere ihtiyacı var.
Bu rolü gördüğümüz kadarıyla Alp Yalman ve Levent Nazifoğlu ikilisi üstleniyor.
Oysa ki, kenarda ya da sahada başka karakterlerden de destek şart. O kişiler Tolga ve Riekerink olabilir mi; takdir sizin.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.