Sabredelim
Son zamanlarda eleştirilen Trabzonspor dünkü Akhisar maçında daha derli toplu, etkili oynadı.
Özellikle ikinci yarıdaki baskılı ve etkili futbolu taraftarlarına umut verdi.
Fakat art arda kaçan gollerden sonra "Acaba yine bu maçta da galip geleyemeyecek miyiz" endişesi hakim oldu.
İkinci yarıdaki maç stratejisi, oyun düzeni, mantığı, gol yollarına yürüyüşü üç puanı hak ediyordu.
Ancak topa gol vuruşları noktasındaki son temaslar, kaleyi ve kaleciyi gözlemekteki acemice davranışlar ve rakip kalecinin de yerinde kurtarışlarına bir miktar şansın Fatih tarafında olmasını da hesaba kattığımızda Trabzonspor üç puanı almaktan mahrum oldu.
Şimdi 'Bunca pozisyon varken maçın berabere bitmesinin gerçek sebebi kaleci Fatih Öztürk'ün başarısı mı yoksa Trabzonspor'un gol ayaklarının kabiliyetsizliği mi' dersiniz?
Futbol literatürü içerisinde yakalanan pozisyonlardan ziyade gol vuruşu yapacak olan kramponun kaleyi, kaleciyi ve de boş yeri görmesi zorunludur.
Bu temel bir kural gibidir.
DERBİ ZAFERİ UZAK DEĞİL
Gelişigüzel vuruşlar, kapalı gözle yapılan atışlar ise ancak şans eseri gol getirir.
Bu şans da dünkü maçta Akhisar ve kalecisinin yanında idi.
Bu maçta Trabzonspor gerek topsuz gerekse pres ve top çalma konusunda başarılı idi.
Şunu merak ettim. Bugüne kadar neden bu tarz oyunu arayıp durduk.
İşte bundan sonra Trabzonspor için "Sabredelim" tabirini rahatça söyleyebiliriz.
Fakat şunu da belirtmekte fayda var ki zaman gittikçe daralıyor, puan farkları da gittikçe açılıyor.
Aynı zamanda Trabzon'un oyun performansını bu çizgiye getirdikten sonra gelecek hafta G.Saray karşısında daha bir becerikli oyunla galip gelmesinin hiç de uzak olmayacağını da anımsatalım.
Son olarak şunu hatırlatmak isterim; haftaya oyuna Yusuf ile başlanması, onun gösteremediği yetenekleri ile daha faydalı olacaktır kanaatindeyim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.