Stres gitti

Bu denli stresli ve baskı altında olan bir takımdan böyle kritik bir maçta iyi ve mantıklı hatta göze hoş gelen bir futbol beklemek haksızlık olurdu.
Zira Trabzonspor'un maç öncesinde şehirdeki havası 'Bu maçı alamazsak; yandı gülüm keten helva' durumundaydı.
Şimdi sormak isterim; bu şartlar altında siz futbolcu olarak sahaya çıktığınızda rahat ve düzenli bir futbol oynayabilir misiniz? Bunlar futbol literatüründe olan ve göz önüne alınması gerekli faktörlerdir.
Şimdi gelelim oyunun mümkün olan yorumuna; baştan bordo-mavili ekibin futbol adına ortaya bir şeyler koyduğunu söylemek de mümkün değil.
Fakat bunun böyle olacağını ve sebebini açıklamıştım.
Oyunda ne rakibin ne de Trabzonspor'un belli bir pozisyonu olmadı.
Bir pozisyonda kafa ile Okay'ın atamadığı gol var ki yayıncı kuruluş da yokluk içerisinde ne yapsın? Bunu tam dört kez gösterdi.

DUYGU PATLAMASI NORMAL
Gelelim oyunun ikinci yarısının son bölümüne; Trabzonspor bu bölümde arada bir baskı kurdu ama şuursuzdu bu ataklar. Ha zaten bu denli bir hava altında oynanan maçta da şuur beklemediğimizin altını çizelim.
Trabzonspor'a güzel oyun değil üç puan gerekliydi. Yusuf'un attığı gol ilaç gibi geldi.
Yusuf'un attığı gole gelelim; öyle bir zor açıdan ağları buldu ki bu gol sonrası oyuncuların, kulübenin ve tribünün coşması olağandı. Müthiş bir duygu patlaması yaşandı.
Zaten Trabzonspor'a futbolun güzelliklerinden çok ağlarla buluşan ve üç puanı getiren gol ve aksiyon gerekliydi.
O da son anda oldu.
Temennimiz bu son anda gelen galibiyetten ders çıkarıp, kendine gelip, bundan böyle oynayacağı maçlarda daha dengeli ve şuurlu futbol oynamasıdır.