Topun arkasında
Mancini'nin kafasında az pozisyon veren hatta mümkünse topu hiç kendi kalesinde görmeyen bir takım var. Ancak planını uygulayabilecek savunma anlayışını oluşturması kolay olmadı. Farklı bir disipline ihtiyaç vardı. Varlığını kabul ettirmekte zorlanan Ceyhun'un bir anda Mancini'nin gözdesi olmasının nedeni aslında yıllar önce Fatih Terim'in onu Alman 4. Ligi'nden milli takıma doğrudan almasıyla aynıydı.
Yani hangi formasyonda oynanırsa oynansın yerinin gereğini disiplinli şekilde yapması.
Geçen haftaki Bursa maçında oynanan görkemli futbolun yanında dün aslında sönük bir oyun vardı. Ama işin doğrusu şuydu: Galatasaray, Mancini'nin kafasındaki oyunda rakip pas yapmayı seviyorsa topun arkasında olacak. Bu geriye çekilme değil baskıyla top kapmaya yol açacak ve ilerideki becerikli ayaklar işi bitirecek.
Kanatlar hareketlenmeli
Dün pas yapmayı seven Eskişehir önünde Galatasaray o baskıyla kolayca öne geçti. 1 saate yakın pas yapıp pozisyon üretemeyen Eskişehirspor, tehlikeli bölgeye yaklaşamadan baskıya boyun eğdi. Fakat 60'tan sonra G.Saray için sıkıntılar başladı.
Rakibin heyecanını sıfırlayacak 3. golü bulma adına kontra bulamadılar. Burak dışında sprinter yoktu. Necati'nin de girişiyle Eskişehir, kaleye yaklaştı.
Burada da Muslera bir kazayı önledi. G.Saray adına karlı geçen bu 2 haftanın ardından şunu söyleyebiliriz. Mancini kafasındaki Galatasaray'ı bulmak üzere.
Fakat daha yüzde yüz her şey istediği gibi değil. Bunun için kanatları hareketlendirmesi gerekir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.