Yazık oldu

Ali Sami Yen Stadı'nda muhteşem bir atmosfer vardı. Ne havanın dört derece olması ne de "Kar yağar mı?" korkusu, kimsenin yolunu kesmemişti. Tek sorun trafik nedeniyle maça gelemeyenlerdi. Stadı dolduran Galatasaraylı taraftarların tezahüratı ise görülmeye değerdi. Tribünlerde asılan afişlerin çokluğu UEFA yasağına rağmen dikkat çekiyordu. Ancak içlerinde "One minute Hamburg" yazılı olanı ise maça gelen Başbakanımız Tayyip Erdoğan'ı bile gülümsetti. Oyun başladığında, Galatasaray anlaşılmaz bir tutukluk içindeydi. Bu biraz da heyecandan ileri geliyordu. Ayrıca gol yememe korkusu da işin cabasıydı. Bütün toplar Hamburg'lu futbolcularda toplanıyor, üç pasta top Galatasaray kalesine geliyor, tehlike üstüne tehlike yaratıyorlardı. 9. dakikada Oliç'in kafayla attığı şandeli Sanctis, çok akıllı bir hareketle kornere yolladı. 20. dakikaya girerken, Galatasaray bir türlü beklenen oyunu sahaya yansıtamıyordu. Gözle görülen kötülerin başında Lincoln geliyordu. Baros ise kendisine top gelmediği için dolaşan adamdan öteye gidemiyordu. 40 dakikada sakat sakat oynayan ve sahanın en iyisi olan Arda, bir top aldı ve süre, süre rakip sahaya girdi, Baros'u gördü. Baros da 18 içinde düşürüldüğünde Hakem Pedro Proenca penaltı verdi. Kewall'ın penaltısı kaleci Rost'u ters tafra yatırırken, stat inliyordu.

De Sanctis seyretti
İlk yarı Galatasaray kalesinin önünde atılan tehlikeli bir korner atışının önlenmesinden sonra sarı-kırmızı takımın 1-0 galibiyeti ile kapandı. Durum 2-0 olduktan sonra peş peşe yenilen beklenmedik iki golle durum 2-2 olurken moraller de sıfıra indi. Bu sonuç Galatasaray'ın UEFA'dan elenmesi anlamına geliyordu. Halbu ki 2-0'la çok ümitlenmiştik. Bu maçta en çok tenkit edilmesi gereken adam Lincoln'dur. Herkesin cansiperane savaştığı maçta o kötü bir oyun çıkardı. Halbuki onun bu maçta neticeyi etkileyen adam olması gerekirdi. Her şeye rağmen Galatasaray'da Arda, Baros, Ayhan, Kewell çok iyi o oynayanların arasında idi. 81. dakikada, gollerde hatası olan Sanctis, topun direkten dönmesini de seyretti. Bu arada Bülent hocanın, Hasan Şaş'ın yerine kesinlikle Nonda'yı oyuna alması gerekirdi. Son dakikada yenilen golle Galatasaray sahayı 3-2 yenik terk etti. Evet, bir masal böyle kapandı ve Galatasaray çeyrek finali elinden kaçırıp rakibine hediye etti.