Hıncal Uluç

Hıncal Uluç

20 Ekim 2011 | Perşembe

Sirkin palyaçosu kim!

Beşiktaş'ta çok önemli bir reform yapmak gerekiyor Ulufe dağıtarak bu iş olmaz
Mustafa Denizli'yi biraz tanıyanlar bu tür iddialara güler geçerler


Küfür edenler bugün yere göğe koyamıyorlar Aslında ikisi de aynı Ünal Aysal
Hakemlerin penaltı vermekten korkmamaları lazım. FIFA da bunu istiyor


Beşiktaş, sahasında Kayserispor'a 2-0 yenilerek şaşırttı. Guti uzun bir aradan sonra ilk 11'deydi. Ancak yine bekleneni veremedi ve tribünler tarafından ıslıklandı. Beşiktaş'taki bu düşüşü neye bağlıyorsunuz?
Guti'den ne bekleniyordu ki? Aylardan beri topa vurmamış, sabahlara kadar gece hayatı yaşamış bir adamın ilk 11'de sahaya çıkması çok garipti.
Mahalle baskısı ile takım yönetilmez.
Kenara alırsın, seyrettirirsin. 15 dakika kala, 20 dakika kala oynatırsın, durumuna bir bakarsın.
Guti etkili olamadığı gibi "Çok yıldız, az takım. Takımdan çok sirke benziyoruz" ifadesiyle takım arkadaşları hakkında ağır eleştirilerde bulundu.
Sirkin palyaçosu kim; acaba!..
Beşiktaş'ın yönetimde çok önemli bir reform yapması lazım ama nasıl yapabilecek?
İşte maçtan bir gün evvel kazan kaldıran yeniçeri ocağını ulufe yollayıp susturan Yıldırım Demirören!.. 10 milyon lirayı bir günde çıkarıp 'maaş' diye alacaklara mahsuben kulübe dağıtacak bir başka Beşiktaşlı var mı ortada; yok. O zaman Erdoğan Demirören ve oğluna bu kulüp mahkûm...
Mustafa Denizli ismi son günlerde Beşiktaş ile daha sık anılır oldu.
Denizli'nin adı her zaman geçer.
Türkiye'nin en iyi hocalarından bir tanesi ve boşta olduğu zaman her takım için geçer. Ama Mustafa Denizli şu durumlarda Beşiktaş'a gelmez.
1-Takımın başında bir hoca varken gelmez.
2- Takımın esas hocası hapisteyken gelmez.
3- Lig devam ederken gelmez. Herhangi maddi sıkıntısı da yok; onu zorlayacak.
Mustafa Denizli'yi biraz tanıyanlar böyle şeylere gülerler, geçerler.

KELLESİNİN GİDECEĞİNİ BİLİYOR

Beşiktaş'ın Kayseri maçında penaltı beklediği pozisyonla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Penaltı...
Mesele şu; hakemlerimiz penaltı vermeye korkar hale geldi.
Galatasaray maçında iki tane penaltı da tartışılmaz bana sorarsan. Bursaspor'un penaltısını da vermedi.
Ama Eboue'ye o penaltıyı vermedikten sonra Bursa'ya da veremedi bence...
Farkında çünkü Eboue'ye veremediğinin...
Çünkü Eboue'ye yapılan penaltı net, öbüründe bir ölçüde yorum var.
Yani çarpma mıydı; düşerken yapacağı başka bir şey yok muydu?
Böyle düşerken elini yanına koyacaksın!
Refleks olarak koyar. Ama kaleye giden bir topu kesiyorsa o koyduğun el!.. Bence penaltı... Ama net penaltıyı vermeyen bir hakem böyle birini hiç veremez.
Oysa hakemlerin penaltı vermekten korkmamaları lazım. FIFA bunu istiyor zaten... FIFA hakemlerden "Şüphedeyseniz penaltıyı verin" diyor.
Bizimkiler tam tersi şüphedeyseler vermiyorlar. FIFA diyor ki "Verin. Verin ki gol olsun. Gol olsun ki futbol cazipleşsin."
Ama hakemler uyanık. Çünkü verilen penaltı yanlışsa kelle götürür. Verilmeyen penaltı hiçbir şeyi götürmez.
Satır aralarında kaybolur gider.

ARDA'YI ATLETİCO'YA İTTİLER

Ali Haşhaş, "Fenerbahçe'nin durumuna düşse, Galatasaray ayakta kalamazdı" sözleri haftaya damgasını vurdu. Adnan Öztürk, Galatasaray'da bu tür işlerin farklı algılanacağını ve farklı yaptırımların uygulanacağını söylerken, Başkan Ünal Aysal, "Fenerbahçe'nin içine düştüğü bir durum yok. Dimdik ayakta" değerlendirmesi yaptı. Siz ne düşünüyorsunuz, Galatasaray olsa ne olurdu?
Ali Haşhaş aslında benim bir ay evvel yazdığım yazıyı özetledi; "Fenerbahçe niye büyük?" diye yazdığım yazıda Fenerbahçe-Galatasaray seyircisi arasındaki farkı anlattım. Fener seyircisinin en zor durumda takımı nasıl sahiplendiğini, Galatasaray seyircisinin de kötü durumdayken 'Takım daha kötü olsun' diye adeta neler yaptığını anlattım.
Galatasaray kötüye gittiği anda Galatasaray tribünleri bomboş!..
Arda bugün Galatasaray'da oynamıyorsa Atletico Madrid gibi ikinci sınıf bir Avrupa takımını dahi Galatasaray'a tercih ettiyse sebebi Galatasaray seyircisi. O seyirci Arda'yı itti, kopardı Galatasaray'dan... Onun için Ali Haşhaş'ın değerlendirmeleri doğru.

POLİTİK DAVRANMIYOR
Ünal Aysal, klişelere çok da takılmadan içinden geldiği gibi konuşuyor. Lafı hiç dolandırmadan ezeli rakibini övebiliyor. Daha önce de "Bu ateş üfleyerek sönmez" diyerek federasyonun şike soruşturmayla ilgili tavrını eleştirmişti.
Ünal Aysal'ın özelliği bu... Ünal Aysal başından beri düşündüklerini söylüyor. "Futbol Federasyonu bu olaylarda kenara çekilip sessiz kalmamalı" dediği zaman Ünal Aysal'a küfür edenler şimdi Ünal Aysal'ı yere göğe koyamıyorlar. Ama aynı Ünal Aysal!.. "Federasyon aktif olmalı" derken de Ünal Aysal; "Fenerbahçe oyuncusu alkışı hak ediyor" derken de aynı Ünal Aysal... Yani, 'Ben politik olmalıyım' diye düşünmüyor.

* * *
İKİ İHTİMAL VARDI
Bünyamin Gezer, Galatasaray'ın Karabük maçında Muslera'ya gösterdiği kırmızı kartın ardından kendisine maç verilmediğini, yalnız bırakıldığını söyleyerek hakemliği bıraktığını açıkladı. Ardından da yorumculuğa başladı. Gezer'in hakemliği bırakmasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
O mazeret palavra... Yani, yönettiği bir maçta maaşının iki misli para kazanan, bir tek maçta 1.5 saatte bir aylık maaşının iki misli para kazanan, bir adam 'Bana iki maç vermediler' diye hakemliği bırakmaz.
Bunun arkasında başka bir şeyler olduğu belliydi.
Biz zaten geçen hafta a Haber'de Mehmet Arslan ile Bünyamin Gezer'in konuşmasından 24 saat evvel bu konuyu konuştuk. "İki ihtimal var. Ya bir yerden iyi paralı bir yorumculuk teklifi aldı. Ya da bu ayın sonunda şike iddianamesi açıklanacak. Bazı hakemlerin de o iddianamede olduğu söyleniyor.
Bünyamin Gezer de bu hakemler arasında olabilir. Onun haberini aldı belki ondan çekindi" dedik.
Ama görüldü ki hakemlikten kazandığını, çok daha istikrarlı, çok daha rahat kazanacak bir televizyon teklifi almış. 'Giderken de biraz kahraman olarak gideyim' demiş. 'TRT'den 25 bin lira alacağı' yönünde haberler çıktı.
Tabii. Çünkü yaşı 42, 45 emeklilik yaşı. Oysa yorumculukta emeklilik yaşı yok.

RİERA KÖTÜYE GİDİYOR

Terim, Eboue'yi son haftalarda oynatmıyor.
Eboue, şimdiye kadar bir tek maçta çok iyi oynadı. Onun dışında kendine verilen şansları iyi kullanmadı. İyi futbolcu, kendini belli eder.
Riera her maç daha kötüye gidiyor. Harika bir başlangıç yapmıştı. Fiziği yetersizdi. Fakat belki de Fatih Terim onu bu fiziksel yetersizliğinden dolayı kenara aldı. Fatih Terim, Riera'yı kenara aldığı zaman takımda daha kötü oynayan adamlar vardı. Adam onun da farkında.
Belki demoralize oldu, bilemiyorum.
Ama her maç daha kötüleşiyor Riera. 'Galatasaray çok iyi bir adam buldu' derken şimdi oynayıp oynamadığı belli değil.

* * *
ATILIM SÜRMELİ
Galatasaray, 4 gün arayla erkekler ve kadınlarda Fenerbahçe'yi mağlup ederek Cumhurbaşkanlığı Kupası'nda duble yaptı. Son yıllarda amatör şubelerde geride kalan Galatasaray atılım halinde gözüküyor. Galatasaray'ın başarısı ve iki maçla ilgili neler söyleyeceksiniz?
Galatasaray, 4 gün arayla erkekler ve kadınlarda Fenerbahçe'yi mağlup ederek Cumhurbaşkanlığı Kupası'nda duble yaptı. Son yıllarda amatör şubelerde geride kalan Galatasaray atılım halinde gözüküyor. Galatasaray'ın başarısı ve iki maçla ilgili neler söyleyeceksiniz?
Galatasaray'ın Fener'i yenmesi önemli değil. Erkekler maçında iki takımın koçu da maçı rakibine vermek için elinden geleni yaptı. Maçı verme mücadelesini Fenerbahçe koçu kazandı.
Galatasaray koçu da bırakabilir ve o maçı Fenerbahçe galip bitirebilirdi.
Kız maçı da öyleydi... Galatasaray birkaç sayı farkla gitti ama bu tarafa giren öteki tarafa girmeyen bir üçlük sonucu değiştirebilirdi. Günümüz basketbolu ona döndü. Üçlüğü sokarsan senden iyisi yok. Sokamazsan kaybediyorsun. İki maçı da Fenerbahçe kazanabilirdi.
Önemli olan şey şu aslında; yıllardan beri ilk defa Galatasaray, hem kadınlarda hem erkeklerde Fenerbahçe ile mücadele edebilecek takımlar kurdu.
Faruk Süren -ki başkan olmadan önce- bütün maddi manevi gücünü Galatasaray kız takımını Avrupa şampiyonu yapmak için harcardı, gönüllü olarak... Ondan böyle bir şey talep edilmediği halde...

FUTBOL KULÜBÜNE DÖNDÜ
Özhan Canaydın ki Galatasaray Basketbol Takımı'ndan yetişmiş, Galatasaray Basketbol Takımı'na başkanlık yapmış bir başkandı. Bu ikisinin başkanlıkları döneminde Galatasaray basketboldan silindi. Futbol, futbol, futbol... Sonra giderek Galatasaray, başkan sporlardan da silindi.
Galatasaray atletizmde, yüzmede, yelkende, kürekte kalmadı.
Oysa Galatasaray, Türkiye'ye, çim hokeyi dahil sporu getiren kulüp.
Galatasaray Spor Kulübü'nü, Galatasaray futbol kulübüne çevirdiler.
Ünal Aysal yönetimiyle birlikte ilk defa, bir atılım başladı. Bu devam etmeli.
Basketbolu, voleybol ve atletizm mutlaka izlemeli... Su sporlarındaki önderlik yarışmasına tekrar girilmeli...
Küçük bir hamle ile basketbolun nereye geldiğini gördük.
Voleybolda kız takımı, Fenerbahçe ile oynadı ve 3-1 kaybetti. Demek ki küçük bir rötuşla kız takımı da voleybolda Fenerbahçe ile baş edebilecek bir seviyeye gelebilir.
Tekerlekli Basketbol Takımı, üçüncü kez Kıtalararası Kupa'ya ulaştı.
Onlar harika gidiyorlar.

* * *
FUTBOLU MERTÇE OYNAYACAKSIN
3B yani Batuhan, Burak ve Baros'u sahte futbolu tercih ettikleri için sevmiyorum. Adil futbol bu değil. Ama Burak bu havadan sıyrılıyor


Gol düellosuna dönen maçta Trabzon, Ankaragücü'nü 3-2 mağlup etti. Galibiyeti getiren gol de sezonun öne çıkan ismi Burak'tan geldi. Trabzonspor'un gidişatını nasıl buluyorsunuz?
O maçın iki göstergesi var:
1- Ankaragücü 1 puanla ligin sonuncusu ama çok iyi adımlarla geliyor.
Ziya Doğan ve Ankaragücü yönetimi moralini bozmazsa bu takım geliyor.
2- Trabzonspor, 90 dakika mücadeleyi bırakmayan, yenilgiyi kabullenmeyen bir takım ruhuna girmiş.
Bu çok önemli... Şenol hocanın, takıma nasıl futbol oynattığı tartışılır ama takım yaptığı belli... Ortada bir takım var.
Biliyorsun, benim sevmediğim 3B var; Batuhan, Burak ve Baros... Sevmememin nedeni de bunların sahte futbolu tercih etmeleriydi. Niyetleri mücadele edip, ayakta kalıp gol atmak değil, bir an evvel kendini yere bırakıp rakibi kırmızı kartla eksiltmek... Ben bu tür futboldan nefret ediyorum.
Bu fair-play değil. Adil futbol bu değil. Futbolu mertçe oynayacaksın.
Sen ayakta kalacaksın, hakem penaltıyı verirse verir arkadaş... Bu üçü kendini yere atma meraklısı...

AVRUPA PAYLAŞAMAZ

Burak bu havadan giderek sıyrılıyor.
Akıllanıyor. Ya birisi öğretiyor ona ya kendisi okuduklarından ders alıyor.
Ayakta kaldığı zaman ne kadar etkili olduğunu hem kendi görüyor hem milli takım görüyor, hem de Trabzonspor görüyor.
Onun için rakibi eksiltmek için değil, hakemle değil, kendin için oynayacaksın.
Başarının sırrı bu... Burak bu yolda yürümeye devam ederse, bu kafayı terk etmezse çok kalmaz Avrupa'nın en pahalı santrforlarından biri olur.
Çünkü yok. Golcü bulmak dünyanın en zor işi...



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor