Not defteri!
Fenerbahçe bir maçta 9 puan kazandı, amorti beklerken büyük ikramiye kazanmak gibi. Peki, kendisini kazandı mı? İşte orası şüpheli. Çünkü talihiyle barışık olanlar futbola hala dargın! Denizli maçında sihirli lambadan cin çıkmasını beklemiyorduk ama Emre Belözoğlu'yla birlikte daha yürekli mücadele eden bir takım bekliyorduk. Sezon başından beri takıma egemen olan sistem bir alışkanlığa dönüşmüş. Sorumluluk alacak cesaret ve özgüven eksikliği yine üst düzey! İsabetli pas oranının yüksek olması da kimseyi yanıltmasın çoğu gereksiz yan pas. Varsa yoksa Caner'in kestiği toplar. Koca ilk yarıda Fenerbahçe'nin bir tane pozisyonu yoktu, üstelik sahada küme düşmesi muhtemel bir rakip varken. Gördük ki Sinan Gümüş'ü takıma koymakla devrim yapılmıyor! Fenerbahçe yolunu aydınlık tutmak istiyorsa önce yolunda gitmeyen gerçeklerin farkına varmalı diye söylenip duruyoruz ama bunların da pek önemi yok. Not: Böylesine kalitesiz bir ligde çok koşmakla yerinde saymak aynı kapıya çıkıyor.
H H H
Beşiktaş'ın yenilmesi üst katlarda lige yeniden başlama şartlarını oluşturdu ama Beşiktaş'ın Kasımpaşa'ya yenilme şartları da maçtan önce oluşmuştu. Elde avuçta olanlarla kurulan kısıtlı kadroda Aboubakar ve Gezzal'ın yokluğu çok şeye bedel olsa da bazı ayrıntıları kaçırmayalım. Beşiktaş-Fenerbahçe maçının hakemi Halil Umut Meler, Ozan Tufan'a dokunmadığı pozisyonda Gezzal'a sarı kart gösterip Kasımpaşa maçında cezalı durumu düşmesine neden olmuştu, ayrıca maçı nasıl yönettiğini de hepimiz gördük.
H H H
Bir sonraki maça inatla verilen Halil Umut Meler, Kasımpaşalı Aytaç'ın ikinci sarıdan kırmızı kart görmesi gereken pozisyona gözlerini yumdu. Beşiktaş'ın kötü oynaması kuralların lağvedilmesine gerekçe midir? Sen gerekeni yap sonucu sahadaki mücadele belirlesin! İki maçta da gördük ki Beşiktaş'ın liderliği Halil Umut Meler'i rahatsız etmiş! Ligin sonlarına yaklaştıkça bazı hakemler puan cetveline müdahale etmeyi kendilerine hak sayarken adaleti yok sayıyor. Biz onları biliyoruz ve kaç yıldır sahneledikleri sezon sonu filmlerini izliyoruz. Not: Sevgili Sergen Yalçın! İpi göğüslemek isterken o ipin boynuna dolanacağı gerçeğine de hazır olmalısın.
H H H
Galatasaray'ın pahalı yabancıları sahanın ortasında fasıl yaparken Hatayspor'un yabancıları karınca gibiydi. Sükseli etiketlerle ülkeyi yabancı bataklığına çevirmekle, ekonomik ama yürekli yabancıları takıma kazandırmak arasındaki farkın yansımasıydı maçın sonucu. Hatayspor Teknik Direktörü Ömer Erdoğan'ın maç sonu açıklamalarına baktım. Konuşma biçimine "adam duruşu" dedim, "bizim ülkemizde az bulunan bir şey." Böyle teknik adamların çoğalmasına yatırım yapılmazsa futbolda ancak gözyaşı kanalları dolar kasalar boşalır. Not: Yabancı çöplüğünde hiç kimsenin 'gözüme çöp kaçtı' demeye hakkı yoktur.
H H H
Kurulan futbol dışı sistemin kuraklığını daha uzun yıllar yaşayacağız! Bu ülkede adalet yıllar önce evden çıktı ve bir daha kendisinden haber alınamadı. Sadece bıraktığı not duruyor; "istenmediğim yerde durmam!" Bu adaletsiz ortamda haksız düdüklerin de haksız yorumların da mezbahasıdır futbol. Görüşlerdeki netlik de bozuktur mertlik de! Not: Yakayı ele vermeleri mümkün değil çünkü el ele veriyorlar.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.