Güneş’li kalem
Şenol Güneş'in kalbinin kaleme aldığı yeni bir tarih kitabıdır Fransa maçı.
"Dünyada yenemediğimiz takım kalmayacak" önsözüyle birlikte.
Bu bir gençlik devrimidir düşünce devrimidir.
İnancın ve sevginin bir toplumu nereye götüreceğinin belgesidir.
Ve en büyük apoletin insanlık olduğunun ta kendisidir.
Kendisinden önceki teknik adamların enkazını temizleyip, takımı yeni bir yolculuğa hazırlamak herkesin harcı değil çünkü.
Futbolun bütün mitolojik sözlüklerinde Şenol Güneş'in anlamı aynıdır.
"Türk futbol tarihinin gelmiş geçmiş en başarılı futbol kahramanı." O yüzden içindeki çocukla birlikte maçtan sonra bütün tribünleri selamlayan bu alçakgönüllü adamın asaletini ve insanlığını kaleme almak da bizlere düşsün.
Dünya şampiyonunu yenmenin getirdiği haz kadar, futbolumuza vuran "Güneş"in tadını çıkaralım.
Dünya Şampiyonu Fransa'nın hiçbir maçta rakip takımın ceza alanına girmekte bu kadar zorlandığını da hiç sanmıyorum.
Futbol fiyat etiketiyle oynanmaz yürekle oynanır.
Kaan Ayhan'la başlayan ve bütün takımı saran; "yaralı askeri sırtında taşıyan diğer yaralı asker" duygusu maç sonrası yıldızlarla donandı.
Onlar bütün dünya medyasını şok eden manşetleri ayaklarıyla oldukları kadar yürekleriyle attılar.
Keşke futbolu yönlendiren insanlar da sahadaki ve tribünlerdeki insanlar kadar gerçeklerin farkında olabilse.
Unutulmasın ki; Şenol Güneş gibi insanlar çelme takılmak için değildir!
Ve Şenol Güneş gibi insanların kitap gibi okunması gerekir.
"Uyumak için değil uyanmak için!"
Hokkabaz menajerler tarafından yabancıların tıka basa doldurulduğu trenler geçiyor futbolumuzun içinden.
Her durakta hesabı gençlerimiz ödüyor.
Kaliteli yabancıya karşı değiliz ama birilerinin cepleri dolsun diye körüklenen bu yabancı bataklığı yıllarımızı aldı.
O yüzden koca harflerle yazalım da okusunlar.
"Türkiye'de yabancı bonkörlüğünü destekleyen kim varsa onlar Türk futbolunun da Türk gençliğinin de katilidir!"
Futbol, korku tünellerinde çocuklarımızın başını eğenlerin eğlencesi de değildir.
Gördük ki, tahrik etmek değil tebrik etmek özne oluyorsa.
Gençlerine güven duyuluyorsa!
Şenol Güneş gibi zarafetin ve bilginin temsilcisi olunuyorsa!
O ülkenin futbolu da pırıl pırıl olur geleceği de.
O yüzden yabancı sayısına sınır istiyoruz!
Yerli gençlere sınırsız imkanlar!
"Zamane şartları" bahanesine sığınanları duymak bile istemiyoruz.
Maçın sonucundan ziyade yaratılan takım ruhu beni daha çok ilgilendiriyor.
Böyle bir milli takımın tadını çıkaralım.
Onlar bizim gururumuzu zaten rozet yapıyorlar.
Üstelik tarihe geçerek!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.