Başı belada
Fenerbahçe'nin bir sonraki turla sözleneceği bir maç bekledim. Ama sadece gecenin tribün dekoru farklıydı.
Ve sarı lacivertliler dün geceki sonuçla başına dert açtı.
* * *
Vaslui'nin maçın başındaki bindirmelerini ligi erken açmanın takviyesi saydım.
Ama dakikalar ilerledikçe fizik zenginliğinin yanı sıra, teknik olarak da öne çıkan bir rakip görünce, Fenerbahçe'nin işi zor dedim.
İlk 20 dakikada rakipten 4 şut. Fenerbahçe'den "hiç şut!"
* * *
Semih'in tek santrfor olarak başlatılması, orta alanın sahipsizliği, Fenerbahçe savunmasının içe dönük hali, bir felaket anonsu gibiydi.
Takımda bir istek, bir arzu aradım. Göremedim.
İlk yarının en önemli oyuncusu kaleci Volkan'dı.
* * *
İkinci yarıda rakip alandaki sahte baskının gol getirmesi gerekirdi ama reçetede "gerçek bir santrfor" yazıyor.
O da Fenerbahçe takımında mevcut değil.
Bekir'in son dakikada attığı gol belki umut olabilir ama Semih, Şampiyonlar Ligi'ne katılmak isteyen bir takımın umudu olamaz.
* * *
Yeni transferlerin zamana ihtiyacı olduğu gerçeğine karşılım. Burası Fenerbahçe.
Zamanı sorgulamak için hiçbir zaman erken değildir.
Ne olursa olsun, Şampiyonlar Ligi'ne katılmak isteyen bir takımın, dün gece daha hazır olması gerekirdi.
Kalitesiyle bile olsa maçı kazanmalıydı.
* * *
Fenerbahçe takımında, rövanş maçı için acilen imha edilmesi gereken gerçekler var.
Gerçekleriyle yüzleşmeyenler, hatalarıyla sözleşir.
Bakınız: İki sezon önce Young Boys maçı.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.