01 Şubat 2011 | Salı

Aşk ve zehir

Fenerbahçe, Trabzonspor karşısına puan farkının beslediği bir şehvetle sahaya çıkmıştı da.
Muazzam tepkili bir takım havası vardı.
Çünkü Fenerbahçe'de her pozisyonun içinde aşk vardı.
Forma aşkı, kazanmak aşkı, kesinlikle de liderlik aşkı. Fenerbahçe, bu futbol anlayışını sürdürebilirse, önündeki maçlara aydınlık bir ruhla bakabilir.
Ama Fenerbahçe takımında bu sezon göremediğimiz en anlamlı gerçek istikrar!

* * *
Trabzonspor kendine güvenme hissini yitirmiş, sıradan bir liderdi. Futbol viranesi. Trabzonsporlu futbolcular; liderliği şampiyonluk zannetme duygusuyla zehirlenmiş. Elbette eleştirelim. Ama ligin ilk yarısında verdikleri mücadeleyi inkar edip, onları bir maçla kefenlemeyelim.
Üstelik tırnaklarıyla kazıyarak kazanılmış bir koltuğun, kolayca kaybedilmesine izin vermeyecek bir Şenol Güneş varken.

* * *
Hakemliğin sustuğu yerde, edepsizlik kusar.
Bünyamin Gezer
'i bu maça atayanlar eserlerine gururla baksın.
Neymiş, hakem seminerinde alınan karara göre "hakeme dokunan yanarmış!" Korkunun panzehiri yalandır!
Hakemliği zehirleyen de adalet talanı.
Pazar gecesi yağmalanmış bir hakemlik vardı. Korkak, taşeron, duruşu bile olmayan.

* * *
Benim merak ettiğim... Emre Belözoğlu, hakemlere sövme hakkını ve gücünü nerden alıyor?
O delikanlı hakemler,Tayfun Cora'ya kırmızı kartı gösterebiliyor da, Emre'nin sövgülerine neden kaçacak delik arıyor? Bünyamin Gezer, Emre'nin sarı karttan sonraki sövgüsüne övgü muamelesi yaptıysa. Hiç utanmasın onları rozet yapsın.
Korkaklık Oscar'ı yerine de geçer!
Ve bu topraklarda itibar görmesini sağlar.

* * *
Haftanın adamı Abdullah Avcı'ydı.
Beşiktaş
'ın sırlarını çözen usta. Q7 çetesini çökerten futbol dedektifi. Hiç sızlandığını gördünüz mü?
Başı sıkışınca pahalı transferlere sığındığını duydunuz mu peki?
Tılsım onun ruhunda, bilgisinde.
Teknik adamlığın her kademesinde verdiği emeklerde.
Bilinmelidir ki... Türk futbolunun en büyük şansıdır Abdullah Avcı. Giderek anlam kazanan.

* * *
Bülent Yıldırım'ın Galatasaray'ı Bursa'da nasıl katlettiğini inkar etmeyelim ama gerçekler hakem cinayetinden daha derin.
Ligin ilk 5 sırasındaki takımları yenemeyen bir Galatasaray gerçeği varken. Arda Turan, ancak reklamlarda sahada görünürken.
Bitirim pozlarından bir türlü kurtulamamış Ayhan'dan hâlâ medet umulurken.
Hazırlık maçında gol attı diye Kazım'ı adam zannedenler, aynaya bakmayı inkar ederken.
Ve koca Galatasaray, Hagi'nin elinde "esaret Aslanı" olmuşken.
Olan Galatasaray'a oldu.
Peki Adnan Polat en beceriksiz başkanlar yarışmasına katılsa ne olurdu? "Birinci, ikinci, üçüncü" olurdu emin olun.

* * *
Gelelim Ümit Özat'a...
Yürürken çamur sıçratan birinin, taraftara yumruk atmasını niye yadırgıyorlar?
Televizyon ağaları, bitirimliğin bütün hallerini sergileyen birini sorguladı mı, şimdi yargılasın. Ümit Özat da televizyonların eseridir, sahaya inen taraftar da...

* * *
Futbolun savaş pazarını kızıştıran spikerler ve yorumcular... Bitirimliğin eline yakında giyotini de tutturur.
Sonra bir türkü tuttururlar. "Satmışım anasını!"
Satılacak bir şey bırakmadılar zaten.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor