Başkan sırları
Bir Başbakan düşünün.
Spor denince akan suları durduruyor.
Üstelik takım ayırmıyor, geçmiş yılların amigo başbakanları gibi.
Ve yıllardır yöneticilik enkazına dönüşen bir stadı hayata geçiriyor.
Ödülü ıslık!
* * *
Ah Sayın Başbakan ah!
Bırakın kulüpler kendi yağlarıyla kavrulsun.
Statlar devlet eliyle değil, transferlere harcanan paralarla yapılsın. Şehrin en güzel yerlerine lüks oteller dikenler, statları için ellerini kendi ceplerine atsınlar.
Bizim ceplerimizden çekip!!!
* * *
Tribünlere gelince...
Başbakan'ı ıslıklamak, gerçekleri hazmetmemekse...
O ıslıklama, Galatasaray tribünlerinin kendi çaresizliğine hükmetmesidir.
Bunun tek suçlusu Adnan Polat'tır.
Bir stadı yapmayı bile beceremeyen adam.
Gururu sahiplenerek, taraftarını suça mahkum eden başkan! Tribünlerdeki saygısızlığın öznesi.
* * *
Ayrıca yönetimin Başbakan'dan özür dileyerek borcunu ödediği düşünülmesin. Galatasaray'ın o stat için yetimlere, öksüzlere ve ülkenin tüm vatandaşlarına borcu vardır. Ve ülkenin bütün kulüplerine.
* * *
Ya Fatih Terim'e yapılan saygısızlık. Fatih Terim protokol tribününe geliyor, saygısızlığını doğuya dönmüş bir görevli, kendisine "Batı Tribünü'ne gideceksiniz" diyor. Galatasaray'a tarihi hizmetlerin bedeli böyle ödeniyor. Fatih Terim Galatasaray'dır. Adnan Polat değil.. Fatih Terim'dir efsaneleri yaratan, Adnan Polat değil. Adnan Polat ancak böyle çirkinliklere şahit yazılır. Tarih kitaplarına değil!
* * *
Stat açılışının yanı sıra, hafta sonunda "Antika başkanlar sergisi açılacak" dediler de, koşup gittim. "Herhalde" dedim, "hatalarıyla değer kazanmış olanları sergileyecekler." Üç büyüklerin başkanlarına ait bir sergi.
Bir baktım Aziz Yıldırım baş köşede.
Hizmette de, hezimette de rakipsiz!
Yanına Aykut Kocaman'ın tablosunu koymuşlar. "Son günahı" diye. "Herhalde birlikte antika olacaklar" dedim. Fenerbahçe'yi mahvederken, birbirlerinin her derdine deva olarak.
Öyle ya... Aziz Yıldırım için Aykut Kocaman şahane bir bahane! Aykut Kocaman için Aziz Yıldırım harika bir inatçı!
İkisinin resminin altında iri puntolu bir yazı. "Hakemler için ağlamakta özgürler!"
* * *
Diğer köşede Yıldırım Demirören.
Büyük boy fotoğrafının altına paslı harflerle yazılmış. "Yabancılar pahalıya alınır, üste para verilip satılır." Günahlarını saklamakla kendini aklamak arasında, Yıldırım Demirören'in ağzından tarihi bir söz de not düşülmüş. "İspanya'da Barcelona, Real Madrid ve Beşiktaş konuşuluyor." Güler misin, ağlar mısın?
* * *
Hafta sonunda düşündüm de...
Bizim ülkemizde başkan olmanın en önemli sırrı.
Beceriksiz olmaktan duydukları haz...
Ve taraftarın zaaflarından yararlanma gücü...
Oysa onların "hiç" olduklarını anlamak için, bundan güzel bir hafta sonu olamazdı.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.