Traktör, tarla TRT...
Temel, Ramazan Bayramı'nda cep telefonundan kutlama mesajı gönderirken bir de not düşermiş "Bu bayram kurban kesilmiyor, öbür bayrama" diye. Günü, saati çok önceden belli bir maç ve yağdığı yağacağı aşikâr bir kar denklemini çözüp de önceden tedbir alamayan Trabzonspor yönetimi ve kentin idari yetkilileri için de keşke pazartesiden böyle SMS gönderen hemşehrilerimiz olsaydı di mi! Ülkenin en güzel çimine yapılan bu eziyeti ve bir pire için güzelim yorganı yakan zihniyeti futbolseverler asla unutmayacaktır. Su çekip yumuşamış zemin üzerindeki yumuşacık karı temizlemek için hoyrat bir traktör kullanmayı akıl edip (!) derin tekerlek çukurlarının akşam ayazında sert kraterlere dönmesine yol açanları doğrudan Allah'a havale ediyoruz.
Kupanın sponsoru kamu bankası, yayıncı da kamu kurumu. Sponsor tanıtımı yapılırken TFF başkanı özellikle rica ediyor, sezon boyunca yapılacak haberlerde "Ziraat Türkiye Kupası" ifadesinin kullanılması için. Söz konusu toplantı için Swiss Otel'in seçilmesi ise halk nezdinde geleneksel rençber kredicisi olarak bilinen markaya kalantor bir İsviçre bankası havası verebilmek için zahir. Son 4 sezonun sponsoru Fortis Bank'ın bu işten memnun olduğunu biliyoruz. Bu kez devletin bankası parayı ödeyip 2 yıllık isim hakkı almış. Sonunda ne yarar elde ettiklerini açıklayacaklar inşallah. TRT ise İngiliz devlet kanalı gibi bir yandan reklam pazarından çıkmayı hedeflerken diğer yandan futbola sponsor olma gayretinde. Her yılı büyük zararla kapatan, giderlerinin peşinden halkın elektrik faturalarından yapılan kesintiler ile bandrol ücretleri yetişemeyen TRT, kalkmış Türkiye Kupası yayın haklarına milyonlarca dolar ödeyip maç yayını öncesinde ve arasında da reklam almama projesi geliştirmiş. Temel fıkrası diye not düşerim. Sayın genel müdüre, BBC en son ne zaman yayıncı kuruluş olmuş diye sormak lazım en başta. Sonra da, para ödediği maçı neden yayınlamadığını. TRT prime-time'da maç yayınlayıp rekabet edilebilsin diye altyapısı, ulaşımı yetersiz bu ülkede kara kışta maçları 20.30'a koyan akla da bakmak lazım tabii.
7 KANAL VAR YAYIN YOK
Farklı dillerde 7 kanalı var TRT'nin; ama maçı yayınlayacak kanal bulamıyor. TRT3'te Meclis görüşmeleri devam ettiği için başlayamıyor yayın. Sanki TRT, TBMM'nin sponsoru, oturum başına anlaşması var. Kraldan çok kralcı TRT illâ da, "Amme alacaklarının tahsil usulü hakkında kanun ile bazı kanunlarda değişiklik öngören düzenleme" görüşmesini sonuna kadar canlı yayınlayacağım" diyor. Sayın vekiller kürsüden nazikçe "Bari maçı 2.kanaldan yayınlayın, Trabzonlu, Ordulu vatandaşlarımıza saygı gösterin" uyarısında bulunuyorlar da, son yarım saati izleyebiliyor, versin de isterse kuş dili yayın yapan kanaldan versin diyen milyonlarca taraftar.
Şark insanı anlayamaz niceliğin değil niteliğin önemli olduğunu. Çok kanal açmak marifet değil ki tutarlı yayıncılıkta iş. Televizyonculuk, radyoculuk, tıpkı havacılık gibidir. Uçuş güvenliği gibi yayın güvenliği ve güvenilirliği gelmelidir ilk sırada. "On Air" hem yayında hem de havada demektir, bu benzerliği işaret edercesine. Bir havayolu, uçağını kalkarken planlanan alana zamanında ve tek parça indiremiyorsa, kaç uçaklık filoya ulaştığının ne önemi kalır ki? Peki ya bir televizyoncu ilan ettiği yayını yapamıyorsa veya yapmıyorsa. Ya da... Sponsor firma o yayıncıdan bunun hesabını sormuyorsa. Çarşambanın bordo-bavi rengini futbolsevere yansıtamayan sponsor yaklaşımının yüzde birini, dünyanın en ünlü bordo- mavisi Barcelona'ya uygulayabilir mi meselâ sponsoru THY? Oysa anlaşma töreninde sloganı ne idi biliyor musunuz Sayın TRT Genel Müdürü'nün: "Futbol Her Yerde". Evet, sizin ekranınız hariç her yerde. Ah o hep eleştirdiğimiz vahşi kapitalizm, aç gözlü özel sektör! Kupanın sponsoru Ziraat yerine yine Fortis veya Turkcell olsaydı da, TRT onun maçını yayınlamasaydı ya. Yabancımız değil diye, büyükbabası İsmail Hakkı Bey geçen asrın ilk yarısında Ziraat Bankası mensubu olan bir vatandaş olarak bu tarihi bankamıza naçizane önerim, futbola yardım etmek istiyorsa, TFF'ye daha küçük bağışlar yapması, sponsorluk topuna hiç girmemesidir.
Dönelim Avni Aker'e. Trabzonsporluların önemli taraftar sitelerinden b o r d o m a - vi.net üyelerinden Olcay Çakır kardeşimizin enfes bir yazısını okudum dün. "Ferguson A v n i Aker'deydi" diyor ama Şenol Güneş gelirken model olarak önerilen Alex Ferguson'u değil, traktör markası Massey Ferguson'u kastederek öyle güzel yapıyor ki eleştirisini. Doğrusu merak ediyorum, sahaya giren traktör, sponsor Ziraat'ın statlarımıza hediyesi mi ya da ondan alınan kredi ile mi edinilmiştir? Halı gibi çim saha, sponsorun tarihsel anlamına uysun diye mi bir günde tarlaya çevrilmiştir acaba? Ne bileyim, belki de feleğin bir mesajıdır bu Trabzonspor'a; adı daha Avni Aker değil, Şehir Stadı olarak kullanılan o toprak zeminli tesise geri dönüp her şeye sıfırdan başlayarak yeniden şampiyonluklar yaşaması için. Mesaj neyse ne ama sonuç açıktır: "Futbolcu Tarlası" denen Trabzon'da futbolcu konusu artık şüpheli olsa da tarla durumu kesinleşmiş, iş sponsor bankadan %60 indirimli kredi alıp organik tarıma geçmeye kalmıştır.
BURADA MI OLACAK 2016
Daha geniş anlamda bir diğer açık ve kesin sonuç ve dahi sorun da şudur: Güzelim çim sahanın traktörle temizlenmesi ile kamu kurumu yayıncının anlayışı, hepsi ama hepsi "maalesef" aynı kafanın ülke pratiğine ve kaderine talihsiz yansımalarıdır. Bir yayıncı kuruluşun, bir sponsor kurumun, sahayı temizlemek için canla başla çalıştığını düşünen görevlinin ne iyi niyeti ne de vatanseverliği nihayetinde ideali bulmaya hizmet etmemekte, olsa olsa amme alacaklarını toplamaya çalışan dardaki ülkemize yeni amme giderleri eklemektedir. Son söz, ülkesini Avrupa'ya beğendirmek için garip bir harita sunan TFF'den gelse yakışmaz mı şimdi: O kadar tepki gösterdiniz ama işte Trabzon sahasının hali. Bu tarlada mı yapacaktık 2016 Avrupa Şampiyonası'nı...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.