Trabzon burada
Hava soğuk ama tribünler bordo-mavi futbolseverle dolu. Saha ağır lâkin futbolun en harbisi sergide. Futbol kenti Trabzon 2016'da yok, 2010'da tam kadro sahnede. Oynamadan geçilen iki kupa maçından farklı bir takım vardı sahada; ilk dakikadan konsantre olan, baskı kuran, çok pas yapan, rakip kaleyi döven. Akın direnirken tek başına, Yanal'ın Konya, Broos'un G.Antep maçları gibi bir "Golsüzlük düşer mi Güneş'in payına?" diye düşünmedik değil, Umut çizgiyi aşıncaya kadar. İşte yağmurlu havalarda oynanır dediğimiz Trabzon futbolu. Şenol hocanın eli daha bir değmiş, kampın ikincisi yaramış gibi. Yine de temkinli olmak gerek. İlk Sivas galibiyeti nasıl yanıltmıştı herkesi. Ertuğral'ın güçsüz Afrika prototipine karşı iyi bir Avrupa ekibi görüntüsü kalıcı olur mu acaba?
Golden sonra dinlenme
Trabzon orta sahası, öne geçtikten sonra, en baştan bozuk olan rakibine benzedi. Biraz da yüksek temponun zorunlu kıldığı dinlenme yaşanırken, Cale'nin duran top için ters kademeye gittiği pozisyondan dönen top onu yedekleyen Selçuk'un ayağından bir şans golü oldu. İkinci yarının tümü dağınık geçti. Güneş'in orta sahaya beklenen müdahalesi Serkan'ın içeri kayışıydı. Sağ kanat akınları seyrelirken göbek direnci biraz arttı; ama Ceyhun takviyesi erken olabilirdi. Soldan gelen Trabzon yine çok kaçırdı. Savunmada da bazen zorlandı. Engin Baytar bozuk, Selçuk İnan yorgunken Colman kenara gitti. Ve maç Umut'lu, Teo'lu bitti.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.