Peki ya gol?
Bu maç için şu söylenecek herhalde; top bir bu kalede bir öbür kalede. Ama nasıl usandırıcı, bıktırıcı bir pas trafiğiyle. Trafik diyorum, kelime anlamı 'düzen tertip' ama özellikle Galatasaray'ın bu trafiğin işlemesinde büyük açmazları vardı gördük. Her kötü pas sonrası zemine bakıp iç geçiren Keita'yı saymazsak zaten bu trafiğe katılmak isteyen oyuncu sayısı çok azdı Galatasaray'da. Biraz da Caner'i söylemek lazım topla oynama oranlarını tutarken. Arda'nın adam eksilterek oynamasına ve özellikle Elano'nun şutlarına ihtiyaç duyulan bir karşılaşmaydı. İkisinden mahrumdu misafir sarı-kırmızılılar. Hele ki ilk gol girişimi için 'şut'un 46. dakikada geldiğini ve onun da Arda tarafından harcandığını düşünürsek 'yürüyen' Galatasaray için gol bulmak mucizelere kalmıştı. Santos'un cılız aut çizgisi üzerindeki hamlesini saymazsak Bir olumlu şey de defansın dış kanatlarındaki oyuncuların 'iyiliği' idi. Yine top kullanmakta büyük sıkıntılar yaşadılarsa da bir önceki maçın en kötü damları bu maçın neredeyse 'iyi notlu' oyuncuları oldular.
Sizce bu kazanç mı?
Santrforsuz ya da uç adamsız oynadı Galatasaray. Her anı dikkatli Kayserispor'un alan müdafaası karşısında da etkili olamadı. Ancak hem Mehmet Topal'ın hem Mustafa Sarp'ın 'üst düzey' çabaları dikkatli Neill'la defansı toparladıysa da orta sahadaki Elano'nun verimi düşük oyunu yüzünden 'üretken' bir tablo çizemediler. Peki Kayserispor? Bir adam eksildikten sonra çoğaldılar sanki. Her topu aldığında Galatasaray defans kalabalığının belalısı haline gelen Cangele'ye biraz ayak uydurabilseler gol de bulabilirlerdi ama onların da sorunu ileride çoğalamamak. İleride çoğalamayan Kayserispor'la ayağındaki topu kullanmakta tereddütlü ve acemi Galatarasay oyunu 70'lerde tempoyla süsledilerse de gol bulamadılar bu maçta. Peki son soru: Siz Galatasaraylı olsanız bu maçı takımınızın kazanç hanesine yazar mısınız?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.