Leoparın kuyruğu
Skibbe daha dikkatli artık. Alt kadrosu tümüyle işten alınınca, mesela artık tanımadığı bir ülkede ve takımda neler yapması gerektiğine ilişkin çevresine kulak kabartması gerektiğini düşününce. Kaldı ki Ümit Davala'nın işine son verilmesi hocanın bilgisi dışında olabilir miydi? Zannetmiyorum. Ama sustu, işime bakarım yaptı. Profesyonelliğin bu kadarı bünyemizi bozar. G.Saray hissiyat ve tarih topluluğudur; bozar. Gol yediğinde soğukkanlı kalmak, bir gol atmışsın ikinci ve üçüncüyü kovalayacak sakinlikte ama birden patlayacak güçte kalmak... Futbolun olmazsa olmazları bunlar. Müsabakacı takımların amentüsü bu saydıklarım. Yalnız bunları değil aynı zamanda lig lideri bir takımla oynarken ne yapılması gerekiyorsa onu yaptı Galatasaray. Ayhan ve Meira'yı olmayan orta sahasının yerine koşturdu Skibbe. Arda'yı solda oynattı, o ise kendisinden beklenileni yaptı birkaç haftadır gölgede kalmanın verdiği psikozu aşarak. Psikoz diyorum; teknik adamının geçerliliği ve güvenirliği tartışılan bir takımda oynarken neler düşünür bir futbolcu? Teknik adamın kendisi kadar profesyonelce davranabilir mi mesela o duyu ve hissiyat kervanı? O nedenle bugün ya da bugünden de yakın karar vermeli yönetim kurulu. Yeni bir teknik adam mı yoksa Skibbe'yle devam mı? Metin Oktay'a sormuşlar; "Yediğin tekmelerden sonra bir kez kim vurdu diye bakmıyorsun bile. Neden?" Kral yanıtlamış; "Diyelim baktım. Tanıdık çıkar. Bakarsın bir arkadaşımdan yemişimdir o tekmeyi. Ya da bakar içim kalkar şimdi. Bakmıyorum o yüzden!'' Bizim Brezilyalı, golden sonra sinirleri boşalmış bir 'baskın mağduresi' gibi samba yapıyor yerinden söktüğü korner bayrağıyla. Haydi bir kere yaptı o sağa bakıp topu sola bırakmaları; Ronaldinho hesabı rakibi yanılttın, bir kez, iki kez, üç kez... Yeter ama değil mi?
İyi oynadı, tokat yedi
Yine 1970'ler. Es-Es'lerin genci Ender Konca, Galatasaray beklerine çim yolduruyor. Maç berabere bitiyor. Sonra babası Miraç Konca'ya soruyor "Nasıl oynadım" diye. Babası, "Ekmeğini futboldan kazanan adamla dalga geçer gibi top oynayamazsın!" deyip indiriyor tokadı. O tokat ki profesyonellerin tekmesine benzemez. Serinkanlı ve çabuk oynadılar Trabzon karşısında. Şimdi rakip Olympiakos. İtidalli ve ciddi olma zamanıdır. Ağırbaşlı ve cevval, temkinli ve atak, şimdi Nonda destekli Baros ve Arda sol gidişli Kewell ustalığı... O hentbol kalecisi gibi rakibin ufkunu karartan Sanctis çıkışları... Çözeriz biz bu işi... Profesyonelliği unutmadan... Skibbe gibi... Korner bayrağını ele almadan... Bir film vardı 'Leoparın Kuyruğunu Tutmak!' Hah tam da öyle Leoparın Kuyruğunu Tutma! Diyelim tuttun sakın bırakma...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.