Bir bilen lazım
Ali Koç ve Semih Özsoy, Samandıra'ya balans ayarı yaptı. Uygulamaların veya cümlelerin haklılığını tartışabiliriz ama çivisi çıkmış bir gruba ayar verdiler. Kimsenin ayrıcalığı olmadığını, herkesin hedefin etrafında birleşmesi gerektiğini sert kararlar ile ortaya koydular. Bunu Comolli ve Cocu gibi, zik-zak çizen yerli ve yabancı oyuncular da fark ettiler. Bundan sonrası dedikodu üretmek değil, çalışmak ile olacak. Yine de... Takımın iskeleti yeni gelenlerle oluşuyor. Bir yıl önce ligi ikinci bitiren oyuncular artık "beğenilmeyenler" kısmındalar. Sadece oyuncular değil, Comolli ve Cocu da nereye geldiklerini ancak anlayabildiler. Volkan Demirel'i kadro dışı bırakan olayların gelişimi, takımı yönetenlerin başarı için uyguladıklarını doğru bulmaması ve bunlara karşı çıkmasından kaynaklanıyor. "Kaptanlıktan beklenen" şeklinde başlayan cümle sonucunda, kolundaki bant alınması gerekirdi, gönderilmesi değil. Ali Koç, burada seçim yapıp, kendi getirdiği profesyonellerin arkasında durdu ve herkesin onlara itiraz etmeden yardımcı olmalarını istedi. Bu arada haklı eleştirileri de takımın başındaki ikiliye iletip, "Düzeltin bunu" dedi. Yine de; eksik var. Comolli ile birlikte çalışacak, Cocu'nun yerinde gözü olmayan, bu ikili ile tek başına iletişim kuracak kadar yabancı dile hakim bir Türk profesyonel gerekiyor. Bu kişinin hamlelerin neden olmayacağını değil, nasıl olabileceğini anlatması lazım. Oyuncular ile teknik heyetin arasında bağ kurulması gerekiyor.
Yusuf Namoğlu
Fikret Orman'ın açıklamalarının ardından sosyal medyada MHK Başkanı Yusuf Namoğlu'nun gitmesi için müthiş bir kampanya başladı. Ben "iki" demiştim ama hesap şaşmış. Beşiktaş'ın bir şampiyonluğu ve geçen sene Galatasaray'ı yense, alacağı ikinci şampiyonlukta MHK Başkanı Yusuf Namoğlu olacaktı. Orman, özellikle VAR yorumlarını eleştirirken, aslında bundan sonraki takdir haklarının kendi lehlerine olmasını istedi. Hem sahadaki hem ekran başındaki hakemleri baskı altına almaya çalıştıktan sonra, sosyal medya üstünden de 200 bine yakın twit ile Namoğlu da markaja alındı. Bunlar yaşanırken, eski yönetici Erdal Torunoğlu'nun yöneticilerin cebinden trol hesaplar oluşturulduğunu ve ödemelerini yaptığını söylemesi de duruma biraz ışık tuttu. Son Konya maçında Querasma'nın ikinci sarı kartı, Babel'in direkt kırmızı olacak hareketi VAR incelemesine alınmadı. Şunu bilelim ki hakem kararlarında asla istikrar olmayacak. Her takımın taraftarı kendi adına yorum yapıp, maç anındaki incelemeyi kabul etmeyebilir. Ama şampiyon olurken hakemlere saygı duyup, puan kaybederken fikir değiştirmek de istikrarsızlıktır.
2-4-2-2
Yukardaki diziliş, Fenerbahçe'nin son Başakşehir maçında taktik tahtasında yazıyordu. Maçı kazanamadılar, VAR devrede olsa kaybedebilirlerdi. Ancak 90 dakikadaki arzunun altı çizilmeli. Takım son dakikaya kadar tempoyu yüksek tutmaya çalıştı, ön tarafta baskı yaptı ve fizik güç olarak da yetersiz gözükmedi. Bu oyun tarzı, yüksek konsantrasyon ile birleşmek zorunda. Sadece seyircinin önünde olmadan. Çünkü bu tarz, bu kadro kalitesi ile riskler taşıdığı gibi; takımı ve oyuncuyu daha da görünür hale getirecektir. Yani; kazanan oyundan vazgeçip, seyredilir hale dönüşmektir. Doğru mu? Şampiyonluk kaçtığına göre, selin ardından kum kalacaksa, ben desteklerim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.