Advocaat ne yapacak?
Fenerbahçe'de Ozan Tufan'ın sakatlığı, performans hesaplarında değişikliği zorunlu kılacak.
O bölgenin iki alternatifinden Lens de sakat, Salih Uçan'ın ise takıma girmeden önce Advocaat'ın gözüne girmesi lazım.
Bu durumlar, aslında teknik adamın yeteneğini ve sorun çözme becerisini ortaya çıkartır. Bir çoğu sakatlardan-eksiklerden şikayet edip, bahane yaratırlar. Öyle olmayanlar ise kendilerini gereğini yapma durumunda hissedenlerdir.
Zaten UEFA kriterleri ve Pareira faciası nedeniyle sert bir şekilde kalite erozyonuna uğrayan bir kadro var ortada. Başarı veya sıcak iddiada kalabilmek için önceliği sistem ve fizik güç olmalı. Advocaat'ın da önceliği burada belli olacak.
Ya bir kere bu bölgede oynattığı Alper ile yarasını sarmaya çalışacak, ya da Salih Uçan'a bir şans daha tanıyacak. Bir veya iki maç sabreder, sonrasında da muhtemelen sistem değişikliğine gider. Yani; çift forvet oynayacak Fenerbahçe için planlama yapar.
Belki inanmayacaksınız ama, Josef de Souza, Brezilya'daki takımında forvet arkası oynuyordu. Pareira, Porto'dayken sekiz maç şans tanımış, takımdan göndermişti kendisini. Portekiz'de de defansif oynadı. İster misiniz, Advocaat'a birileri bunu da söylesin.
En azından ocak ayına kadar Fenerbahçe'den istikrarlı oyun ve sonuç beklemiyorum.
Çünkü arızaların giderilmesi için devre arasına şiddetle ihtiyaç var. Bu nedenle Hollandalı hocanın alacağı sonuçlardan çok takım hakkındaki fikirleri, planlamaları ve oyun haklı daha önemli benim için. Size tavsiyem benimle aynı yerde durmanız. Bu oyunculara da, Advocaat'a da çok yüklenmeyin, beklentinizi alt düzeyde tutun.
KOCAMAN'A BÜYÜTEÇ
aberi okuduğumda çok gururlandım.
Shakhtar yönetimi, Aykut Kocaman'ın takım yönetimi ve sistem becerisini çok beğendiğinden, performansını gözlem altına almış. Fonseca'nın olası bir transfer teklifinde, daha büyük bir takıma gitme ihtimaline karşın, gelecekteki teknik adamlarını şimdiden tespit etmeye çalışıyorlar.
Bu belki bizim için yabancı bir gelişme ama Avrupa'da çok yaygın. Başkanlar, arzuladıkları oyun düzenini uygulayan teknik adamları bir-iki yıl takip edip, emin olmaya çalışıyorlar.
Belki de Türkiye'nin en çok eleştirilen teknik adamı olarak, bunun şimdi Aykut Kocaman'ın başına neden geldiğini incelemek gerekir.
Çünkü o; uzun vadeli planlama yapıyor, buna göre oyuncu seçiyor, oyuncularına istediklerini söylüyor, yapan ile de yoluna devam ediyor.
Çalıştırdığı her takım bir sonraki sezon üstüne koyuyor, gelişiyor ve hedef büyütüyor.
AKLI FİKRİ TRANSFERDE!
Bu süreç sabır ve inanç işidir. Yani; sadece teknik adam ile bitmez, onu destekleyecek bir yönetim ve tarzını insanlara doğru ifade edecek iletişim de lazımdır.
Dün Almanya'nın, bugün İzlanda'nın 10 yıllık planlamalarını beğeni ile anlatanların, kendilerine "neden siz yapmadınız?" diye sorduğumuzda cevap alamamamızın nedeni de yukarda yazılanlardır. Onların aklı ve fikri transfer yapıp tribünlere oynamaktayken, iki yenilgi sonrasında planın arkasında da duramama gibi yeteneğe de sahiplerdir.
O nedenle bir teknik adamı çizdiği hedef ve bunun için yaptıklarıyla değerlendirmeli.
Söyledikleri ile yaptıkları birbirini tutuyorsa, tabeladan uzak kalarak değerlendirilmeli.
İşte Aykut Kocaman'ın peşine bu yüzden yabancılar düşüyor, bizimkiler çalışmak istemiyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.