Gürcan Bilgiç

Gürcan Bilgiç

24 Ağustos 2016 | Çarşamba

10 değil 8 numara

Dick Advocaat çok kötü bir zamanlamayla Fenerbahçe'nin başına geçti. Pereira'nın gönderilme nedenleri yüzünden, ne istediği taktiği, ne istediği kadroyu kurabilir, ne de umut ettiği oyuna ulaşabilir.
Takımın genlerinin "defansif" çalıştığını düşündüğümüzde, oyun kurgusu ve aklının da kalmadığını da hesapladığımızda, o sihirli dokunuş için birden çok "Advocaat" gerekecektir.
Böyle durumlarda hemen akla transfer gelir. Zaten sosyal medyaya baktığınızda da beklenti bu yönde.
Sanki bir oyuncu gelecek ve her şey bir anda düzelecek zannediyorlar.
Oysa, istikrarlı başarının yolu takım olmaktan ve belli bir sistemi oynamaktan geçiyor.

EMRE'DEN SONRA ÇÖKTÜ
Ve yine herkesin ağzında bir "10 numara" lafı var. Tipik bakış açımız. Her şeyi bir oyuncunun performansına yüklemek.
Üstelik gerçek ihtiyaç da bu olsa, yine iyi. İşin gerçeği Emre Belözoğlu gittikten sonra Fenerbahçe orta sahasının akıl ve fikir olarak çökmesidir.
Yani; düzeni geliştirecek oyuncu aslında "8 numara" olmak zorunda. Pas yüzdesi yüksek, oyun zekasına sahip, iki yönlü bir orta saha. Öyle sekiz kişiyi falan çalımlarla geçip, topu dans ettirmesi de gerekmiyor.

ZAMANA İHTİYACI VAR
Advocaat'ın bundan sonraki yol haritasını merakla bekliyorum. Umarım bize açıklar, bunun üstünden de takımı gözlemleme şansını buluruz.
Biliyorsunuz; şeffaflığı tercih etmeyen bir yönetimi var Fenerbahçe'nin.
Bundan önceki hocayı basın toplantılarında bile konuşturtmuyorlardı.
Hollandalı hoca takımın dayanıklılığı ile sahada istediklerini birlikte geliştirmek zorunda. Bunun için de zamana ihtiyacı var. Bu da en az iki aylık bir geçiş dönemi gerektiriyor. Bu süreyi en az hasarla kapatmak için oyuncudan önce teknik adamın devreye girmesi gerekiyor. En azından bir Başakşehir faciası daha yaşanmamalı.

OĞUZ ÇETİN'İ ÖNERİRİM
Çok koşan ve mücadeleci bir takıma karşı, orta saha özellikli iki oyuncu (Ozan Tufan- Mehmet Topal) çıkmak, en basitinden romantik bir seçim. Bu yüzden ders aldığı bir 90 dakika yaşadığını farz edeceğiz.
Ve bu ekibin doğru yönlendirilmesi için, Türk yardımcı çok önemli. Aklıma gelen ilk isim Oğuz Çetin. Hiddink ile de çalıştı, İngilizce-Almanca konuşabiliyor.
Hem kulübü, oyuncuları ve Türkiye'yi, hem de taraftarın beklentilerini aktaracak isimlerden. Takımın başına geçmesi beklenen Ümit Özat da bu noktada değerlendirilebilir.

TSYD KUPASI
Üç büyük kulüp bir araya geldiler, Aziz Yıldırım'ı sözcü seçtiler ve yılların geleneği TSYD Kupası'nı oynamama kararı aldılar. Benim 2.
Başkan olduğum dönemde rahmetli Onur Belge ile birlikte ikna etmek için çok uğraşmıştık. Sonraki başkanlar da hep niyetlendiler ve başkanları razı edemediler.

FIRSAT MAÇLARIYDI
İlk haftalar geldiğinde, ortalık transfer diye inlediğinde TSYD Kupası aklıma gelir. Çünkü sezon öncesindeki en net testti takımlar açısından. Kendilerini ezeli rakiplerine karşı görme fırsatı buluyor, sezonun hesabını daha net yapma imkanına da kavuşuyorlardı. Fakat, "Kaybedince moral olarak yıkım yaşıyoruz" veya "sakatlıklar oluyor" gibi gerekçeler ile kendileri için hem müthiş bir gelir, hem de hazırlık fırsatına sırtlarını çevirdiler.
Sezon başı oynadıkları futbola baktıklarında, oyuncularının form durumunu göz önüne getirdiklerinde, bu geleneksel turnuvaya ihtiyaçları olduğunu anlamalılar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor