Kiminin haddi, kiminin yeri!
Fenerbahçe'yi ligin sonuna kadar iddiada ve hedefte tutan dinamik; kadro kalitesiydi. Bizim eleştirdiğimiz, tabelacıların çok sevdiği "at-yat" taktiği ile bir yerde tıkanacakları, kilit oyuncularının bir-iki maç aksaması halinde puan da kaybedecekleri çok belliydi.
Ama bir maç Van Persie çıktı, müthiş bir frikik attı. Bir maçta Fernandao inanılmaz yükselip golü yaptı, başlarda Nani yüklendi skoru, sonlarda Volkan Şen aldı sorumluluğu. Ve son iki haftaya kadar geldiler.
Önlerinde ve arkalarındaki iki takım da "teknik direktör" ekipleri.
Şenol Güneş'in Beşiktaş'ı coşkulu oynadı, çok pozisyona girdi, her rakibi korkuttu ve ofansif beş oyuncuyla skor üretti.
Defansif zaafları vardı, bunu daha çok atarak telafi etmeye çalıştılar.
Turu 2 hafta önce atardı
Aykut Kocaman yıllık maliyeti 13 milyon euro olan bir ekibi, takım haline getirdi. Önce direnci yükseltti, sonlara doğru da öne oynatmaya başladı. Rekor puan topladılar. Beşiktaş'ı kupada iki kez de yenerek, müthiş bir güven kazandılar.
Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz, ne Beşiktaş, ne de Konyaspor Pereira ile bu noktada olamazdı. Ama Fenerbahçe bu iki teknik adamdan biri ile yürüseydi, şampiyonluk turunu iki hafta önceden atmış olurdu.
Bunu şundan yazdım; "Onlar mı yaptı, ben yaptım" diyen zihniyetin, ne çok şeyi bilmediğini, bilmesini istediğimden…
***
Lucescu ne yapar?
Fenerbahçe'de teknik adamlar gidiyor- geliyor. Bir, belki iki sezon bir şeyler değişiyor sonra başlanılan noktaya geri dönülüyor. Gerçekte değişmesi gereken artık bu yönetim vizyonu, daha doğrusu vizyonsuzluğu.
Aziz Yıldırım'ın yöneteceği bir futbol takımının başına hangi teknik adam gelirse gelsin, ilk sene biraz rahat edecek, sonrasında ise yine soyunma odası krizleri yaşayacaktır. Dirayetli veya prensipli olan ayrılacak, parasının peşinde olan da kalıp, denileni yapacaktır. Sonuçta başkan ortaya çıkıp "Ne var ki; zaten Fenerbahçe 3 yılda bir şampiyon oluyor" diyecektir.
Lucescu ismi, bir takımı geliştirip; hedefe götürecek iddiayı taşır.
Rumen hoca bilime ve analize inandığı gibi, takımından da yüksek taktik disiplin ister. Oyuncu portföyüne sahip olduğu için takıma 3-4 takviye gerçekleştirir ve özellikle yıldız denilen oyunculardan da performans almayı başarır.
Şampiyonlar Ligi'ne de elemeden katılınırsa, Lucescu gruba götürecek planı yapar, takımını doğru da yönetir.
Bunun üstüne ligde de iyi sonuçlar gelmeye başlar ve bizler olumlu eleştiriler üretirsek, aslında hocanın sonunu hazırlamış oluruz. Çünkü başarının başka isimlere paylaştırılması, bankalardan aldığı krediyi harcayıp, "parayı ben verdim" diyeni kızdırır.
Sonrası elbette malum.
Kısacası Lucescu iyi şeyleri, ancak "bir şeyler" değişirse yapar.
***
Kupa matematiği
Beşiktaş Yönetimi ve taraftarı, şampiyonluk kupasını yeni stadında kaldırmak istiyor. Osmanlıspor'dan puan alarak veya Fenerbahçe'nin puan kaybetmesini bekleyerek, pazar günü sevinci yaşamanın peşinde.
Haklılar.
Ama bir de bu işin matematiği var.
Futbol Federasyonu da bu matematik üstünden hareket etmek zorunda.
Diyelim ki, Osmanlıspor maçından puan aldılar, kupayı da kaldırdılar. Ertesi gün maçta bir kural hatası olduğu tespit edilebilir. Hakemin iki sarı kartlı oyuncuyu sahada tuttuğu ortaya çıkabilir veya başka bir olay yaşanır.
Maç tescil edilmeden, sonuçlanmış da sayılmaz.
Bu nedenle Beşiktaş taraftarları ve yönetimi pazar günü önce bir puanı alacaklar, sonra da doyasıya eğlenecekler.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.