Kartal sahada da yok

TFF başkanı Mahmut Özgener, "Futbolda demokrasi yok, kurallar var" diye inanılmaz bir gaf yaptı ya Sayın Yıldırım Demirören bu fırsatı kaçırmadı. Seviyeyi düşürme pahasına "Futbolda demokrasi yoksa o zaman siz diktatörsünüz, faşistsiniz.." suçlamasıyla karşısına çıktı.
Hakemlerden sezon başından bu yana canı yanan siyah-beyazlı tribünler için bu sözler ruh okşayıcı gelebilir. Her yıl mutad koridorlarda hakem fırçalayan F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım'a gerekli tepkiyi koyamayan, doğru zamanda ceza veremeyen TFF'ye ve başkanına bu sert çıkış taraftardan alkış da alabilir.
Özellikle ilk yarı için MHK'ya tepki gösterilmesi gerektiğine inananlardanım. Ama bu 2-3 ay önce olmalıydı. Hem geç kalındı, hem de tepkide yanlış dil kullanıldı. Sonuna kadar haklı da olsanız, canınız da yansa bu dil çok ağır. Özellikle "O halde faşistsiniz" sözü Beşiktaş başkanlık makamına, asaletine yakışmaz.

Yüreğini ortaya koyacaksın
Mücadeleyse evet denilebilir, kavgaya da bir nebze anlayış gösterilebilir. Ama savaşın bile kendi içinde kuralları, kaideleri yok mu? Bir de işin başka yönü var. Diyelim ki "Bağıran kazanıyor."
Aziz Yıldırım bağırdı, kazandı. O zaman doğru zamanda bağırmak da önemli değil mi? Şimdi bağırmak Beşiktaş'a ne kazandırır?
İkinci sorun camiayı buna inandırmak. Beşiktaş sahada ilk yarı rakipleri tarafından dövüldüğü resmi istatistiklerle ortadayken sayın başkan 1 ay önce TV'de "TFF'den ve MHK'den memnunum" demişti. Bugünkü tepkisini samimi ve doğru görürseniz 1 ay önce yanlış yaptığını kabul edeceksiniz. İŞİN ÖZETİ ŞU: Beşiktaş masa başında ne zaman kazandı ki bundan sonra kazansın? Siyah-
Beyazlı futbolcuların, yöneticilerin ve özellikle Schuster'in bilmesi gereken tek şey şu. Siz sahada iyi olacaksınız, sahada kazanacaksınız.
Bunun için yüreğinizi ortaya koyacaksınız.
Şu ortamda A.Gücü maçını bile kazanamıyorsanız biraz da öz eleştiri yapacaksınız?