Amiraller battı!
Dört büyük takım yavaş yavaş akıllanmaya başladılar ama tam değil...
Hala kaşıntı var. Bakınız, bir futbolcuyu sahada oynatmak istiyorsanız "Ben seni döverim, sana ceza veririm, seni tek ayak üstünde durdururum" gibi tehditlerle oynatamazsınız.
Neyle oynatırsınız? O futbolcuya yakın ayarda bir ismi kulübede tutarsanız o oyuncu zaman zaman kulübeye bakar.
"Ben formdan düşer oynayamazsam, bu da benim yerime girerse ben bir daha forma yüzü göremem." Şimdi bu misali niye verdim?
Yıllardır oynatalım Uğurcum diye şimdiki VAR'ı ben yaptım. Çalıştığım Digitürk'te yapılan transferlerin son derece hatalı olduğunu, yaşlı ve içi geçmiş futbolculara çok büyük paralar verildiğini, aslında bu paraların futbolculara değil, büyük kısmının yöneticilere ve aracılara gittiğini söylüyordum. Bu yorumlarım o zamanki yöneticilere ters geldi.
Dediler ki, "Biz kulüpler olarak Digitürk'e para kazandırıyoruz, sizin yorumcunuz bizi kötülüyor, bunu kovun." Kovdular. Aziz Yıldırım ile birlikte Ertan Özerdem toplantı yaptılar birlikte. Erman Toroğlu gidecek, Türk futbolu kurtulacak.
Ne oldu, hep terse geldik, Türk futbolu batağa girdi.
HAKEMLERİN PAYI VAR AMA...
Şimdi bunları size niye hatırlatıyorum?
Hala daha saçma sapan transferlerle bu takımların düzeleceğini, şampiyon olunacağını, kamuoyuna anlatıyorlar bazıları...
En kestirme yol da çıkış kalmadığı için hakem diyorlardı hala...
Tamam, hakemlerin belli bir payı var, aşağıda onu da yazacağım ama esas olan ne biliyor musunuz beyler? Çok basit... Başakşehir üst üste iki sene şampiyon olsun, federasyondan ve UEFA'dan başarı primlerini götürsün, bakın o büyükleri yerden zor kazıyacaksınız.
Yani bu dört büyük takımın ıslahı aşağılardan bir takımın sağlam basa basa gelip şampiyon olması ve bunu devam ettirmesidir.
Göreceksiniz, o günden sonra da Türk futbolu bir başka olacaktır.
Yıllardır Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray için Türk futbolunun amiral gemileri dediler. O amiral gemilerindeki kaptanlar arkadakilerle beraber götürdüler, bataklığa soktular.
Şimdi bankalardan yardım dileniyorlar. Takımların borçlarına bakıyorsunuz, dört büyüklerin borcu, borç tamamının yüzde 86'sı... Alın size amiral gemileri!
Nereye sokarsanız sokun.
Amiraller battı!
HALLEDEMİYORSANIZ GENÇLERE BIRAKIN
Sahada eyyam yapan hakemler VAR'ın başına geçtiklerinde eyyam yapmazlar mı? Kralını yapıyorlar. Bakınız, 6-2'lik bir Antalya- Beşiktaş maçı seyrettik. Güzel goller oldu, tamam. Kalite sıfır...
BU İSİMLERLE YÜRÜMEZ!
Hakem eksi 10! VAR eksi 10! Öyle pozisyonlar var ki benim kafamda kalan, ne yönetmen uyanıp o pozisyonu birkaç açıdan gösteriyor (belki de yayıncı kuruluş mücadelede büyük takımlar kalsın diye kasıtlı göstermiyor, günahları boynuna). Bakınız, Beşiktaş hücum ediyor ve korner kazanıyor.
Atılan kornere geriden gelen Vida kafa vurmaya çalışıyor. Vuramıyor, topu kaleci alıyor, degaj yapmaya çalışıyor.
Vida topun önüne atlıyor ve degajı yaptırmıyor. Burada 5 dakika duralım. Vida'nın sarı kartı var. Bu pozisyonu ben yukarıdaki bir kameradan seyredebilsem, yani kalecinin hücumcu arkadaşı rakiple teke tek mi kalmış, yanında oyuncu var mı onu görebilsem çok rahat sarı mı diye yorum yaparım.
Çünkü sarı olsa kırmızı olacak. Bana onu göstermiyorlar. Şöyle bir yorum yapabilirsiniz, Vida aptal bir oyuncu değil...
Demek ki geride bir tehlike gördü ki kaleciye o degajı yaptırmadı ama hakem olarak faraziyelerle, acabalarla karar veremezsiniz.
Elinizde kesin deliller yani görüntüler olmalı.
Bülent Yıldırım'ın bu maçta 3-4 olayı daha var ama tekrara gelmedi. Bakınız beyler... Fırat Aydınus, Bülent Yıldırım, Özgür Yankaya gibi isimlerle bu ligi yürütmek zor.
ARTIK O DEVİR BİTTİ
Mesela yanlış değerlendirmeyin.
Fırat Aydınus hakemlik için en iyi kumaş... Bence bir ama kafasındaki şeytan 10 üzerinden 10. Bülent Yıldırım hakem kalitesi olarak 10 üzerinden 6 ama kafasındaki şeytan 10 üzerinden 10. Özgür Yankaya... Hakem kalitesi olarak 10 üzerinden 3, kafasındaki şeytan olarak 6. Bu çocuğun kapasitesi bu kadar, kabiliyeti bu kadar, o yüzden şeytanı bile fazla kullanamıyor.
Bunlar benim görüşüm, kimseyi bağlamaz. Bilmiyorum, size anlatabiliyor muyum? Bir daha söylüyorum beyler, "Hakem de hata yapar, "Hakem de insandır" devri bitti. Artık makine var.
Kimse hikaye anlatmasın. Kocaman televizyonu koydular gözlerinin önüne...
Daha bu gözünüze gözünüze sokulan şeyleri halledemiyorsanız o zaman bırakın yenileri gelsin. En azından bunlar genç, yaparlar diyelim.
AH O DİKDÖRTGEN...
Evvelsi gün G.Saray-Hatay maçını izledim. Türkiye'yi tanımayan birisi olsam yurt dışında yaşasam ve o maçın seyrine denk gelsem dakika da 55-60 olsa beyazlar için derim ki, "Helal olsun", siyahlar için de derim ki, "Siyahlar da baya zayıfmış." Sonra derim ki beyaz takım herhalde fazla... Ondan sonra takımları bir sayarım, Allah Allah, beyazlar 10 kişi, siyahlar 11 kişi. Şöyle bir kafamı sallarım, herhalde büyük bir takımla küçük bir takım oynuyor diye anlarım.
Bunlar kendilerini her yerde büyük görüyorlar ama o yasal dikdörtgene girince o büyüklük kalmıyor arkadaş... Hele VAR'ların da sağı solu oynamazsa bundan sonra hiç kalmayacak. Eski çamlar bardak oldu da ondan.
TOLGAY İPİNİ ÇEKTİ
Tolgay... Aptal adam futbol oynayamaz. Akıllısı üst düzey oynar, diğerleri aşağıda kalırlar çünkü yaptıkları bir hareketle ya da bir konuşmayla bir çuval inciri berbat ederler. Ortalığa bir yaparlar ki kokudan geçilmez. Tolgay da bir yaptı ki her taraf kokuyor.
Ne kadar topçu olduğunu göreceğiz.
Kendi ipini kendi çekti.
CANAN KARATAY ŞAŞIRTTI
Canan Karatay'ı yakaladığım zaman seyredip, dinliyordum... Acaba söyledikleri nedir diye.
Çünkü beslenmeyi severim, iyi bir gurmeyimdir.
Yılların üreticisiyim, 20 yıl kadar da kabzımallık yaptım.
Hormonlu gıdalarla ilgili çok mahkemelere girdim ve Türk Kanser Derneği bana yaptığım mücadele nedeniyle plaket verdi.
Bir tek de onu saklarım.
Böyle bir girişten sonra takıldığım noktayı yazmazsam çatlayacaktım.
Ey Karatay! Eğer bundan önce anlattıkların da böyleyse sana olan inancımı sıfırladım. Futbolcunun günde bir, iki veya 3 idman yaptığı şartlar olur.
Müsabakaya çıktığı gün olur. Bunların hepsinin yeme içme olayı farklıdır.
Biz futbolculuğumuzda bir parça bonfile ile pilav yerdik. Şimdi sadece makarna veriyorlar.
Çünkü maç günü o kuzu etini vücut kaldırmıyor.
Ya tam araştırıp konuşacaktın ya da bundan önce söylediklerinin hepsi çöpe gitmiş oluyor.
Zaten şaşırdığım nokta da şu.
Tabii herkes futbolla uğraşacak değil. Ama futbolun bu kadar dışında dolup da bu kadar bilgiçlik taslayıp, ukalalık demeyeceğim ayıp olur.
Lafım şu; sırf söyleyeyim de toplumda olay olsun diye düşünüyorsan yazıklar olsun.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.