At sahibine göre kişner
Bakınız... Yazıya tepeden mi başlayalım aşağıdan mı başlayalım.
Tepede kimler var, başkan, yöneticiler, sonra ara sıcak hakemler ve futbolcular. Peki aşağıdan başlayalım, futbolcular, teknik adamlar, ara sıcak hakemler ve yönetici ve başkan. Şimdi G.Saray'da nereden başlasak doğru olur.
Bakınız, sorunlar sadece G.Saray'da değil, bütün kulüplerde aynı. Yukarıdan başlamak lazım. Yani başkandan. O zaman fazla uzatmadan başlayalım.
Dursun Özbek'ten G.Saray'a başkan olmaz. Tudor'dan G.Saray'a teknik direktör olmaz. Selçuk ve Sneijder'den G.Saray'a kaptan olmaz. Podolski'den G.Saray'a santrfor olmaz. Özgür Yankaya'dan hakem olmaz. Bakın bu yazdıklarım espri değil. Sevgili okuyucular, at sahibine göre kişner. Başkan ve yönetim öyle olursa; teknik direktör ve takım da böyle olur. G.Saray sahaya çıkıyor, 15 dakikada sonra teknik direktör, Bruma'yı kenara alıyor. Bruma dediklerini yapmamış. Sonra Yasin'i oyundan alıyor, ve Eren'i sahaya sürüyor. Eren'in özelliği ne? Yandan gelen ortalara kafa vuracak.
Eren, lanet okuyordu
Sen yandan top getirecek iki adamı kenara alıp Eren'i sahaya sürüyorsun.
Bakınız teknik direktörlerin futbolcularla mücadele etmek, futbolcularla sidik yarıştırmak hakkı yoktur. Teknik direktör futbolcuya rakip değildir. Teknik direktör her şeyi ile takımı idare edecektir.
Bunun en basit örneğini F.Bahçeli Pereira'da gördük. Futbolcularla mücadele etmeye kalktı, onları rakip gördü, F.Bahçe ne hale geldi, sonra da gitti. Şu anda da nerede çalışıyor bir bakın.
Tudor, G.Saray'a geldiğinde 'Benim için sistem önemli değil, mücadele önemli. Futbolcuların sahada koşmaları önemli' diyordu. Ama G.Saray'da ne sistem ne de mücadele var. Eren Derdiyok kenarda ısınmaktan yalama oldu sonra oyuna girdi. Zaten girerken de yüz ifadesi 'Lanet olsun bu olaya' diyordu.
G.Saray'da şu anda iki tane sorun var sahanın içinde. Birisi Sneijder, birisi Selçuk. Birisi yerlilerin, birisi yabancıların başı. Ama ikisi de G.Saray'a ihanet ediyor, yani çıbanbaşları. Peki bunun sebebi ne? Yönetim.
Ya o çıbanı sıkacaksın içindeki iltihabı dışarı akıtıp üzerine tentürdiyotu basacaksın ya da o çiban sana hep acı verecek.
Bakınız G.Saray'da futbol namına bir şey yok. Neler yazdık. Bunlar normal.
Seyirci bu yazıyı okuduğu zaman olayın perde arkasını daha iyi görür.
Bu işten anlamıyor
'Özgür Yankaya'dan hakem olmaz' dedik. Kesinlikle olmaz. Çünkü Özgür Yankaya biraz EKSİK bir hakem.
Ne ağırlığı var, ne hakemliği. Yıllardan beri ne uzuyor ne kısalıyor. Bir ara yok olmuştu ama Yusuf Namoğlu geldikten sonra tekrar sahneye çıktı. Çünkü Namoğlu bunun eskiden mentölüydü. Herhalde Yankaya, Namoğlu'nun manevi evladı oldu ki bu maçları ona veriyor. Bir hakemlerde babadan oğula, akrabaya laf söylerken şimdi de manevi evlatlar ortaya çıktı. Dün öyle kararlar verdi ki evlere şenlik. Tolga Ciğerci ilk sarı kartı görüyor, ne faul var ne sarı var. Sonra atılıyor.
Kasımpaşa'nın ikinci golünden evvel G.Saray lehine net penaltı var. Gözünün önündeki penaltıyı vermiyor, beraberlik şansı kaçarken ardından Kasımpaşa farkı ikiye çıkarıyor. Öyle tutarsız kararlar veriyor ki futbolcuların 'artık bu hakeme itiraz etmeyelim çünkü bu işten anlamıyor' ifadeleri yüzlerinden okunuyor.
Ama şunu söyleyelim; G.Saray kötüydü, Tudor kötüydü, G.Saray yönetimi futbol açısından iğrençti hepsi tamam. Peki Kasımpaşa nasıldı. Her şeyi ile mükemmel.
Tıkır tıkır oynadılar, vazifelerini yaptılar, futbol adına ne gerekiyorsa onu yaptılar ve galip geldiler.
Ama maalesef hakem onların bu başarısına gölge düşürdü. Çünkü Türkiye'de bazı başarılara ya disiplin ya tahkim ya da hakemler gölge düşürür.
Hem ayıp, hem yazık oluyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.