Çakır’ı yenemezsin
Daha henüz maçın başında, bir nizami gol, bir kırmızı kart bir de penaltıyı veremedi Cüneyt Çakır... Dikkat edin, vermedi değil, veremedi diyorum! Çakır bu toprakların gördüğü, "kafasında en fazla tilki barındıran" hakem!
Aykut Kocaman bu tip önem derecesi yüksek maçlarda dersini çok iyi çalışıyor. G.Saray'ın saha ve seyirci avantajıyla ilk dakikalarda yüksek baskı yapacağını öngörmüş.
Buna karşılık F.Bahçeli oyuncular maçın başından sonuna kadar sakin kalabilen taraftı. Her topa koşan, basan, pres yapan G.Saray orta sahasını ayağa pas yaparak kırmaya çalıştı ve başarılı da oldu.
Şimdiye kadar boş alanlar bularak oynamaya alışkın sarı kırmızılılar, alanı daraltan F.Bahçe'ye karşı çok etkisiz kaldı. Bu karşılaşma hem Tudor hem de G.Saraylı futbolcular için bir test maçıydı.
Sezon başından bu yana övgüler düzülen takımın aslında, "kendi standardında bir takımla" karşılaştığında ne hale geldiğini gördük!
F.Bahçe'de kiralık oyuncu transferlerini kim yapıyorsa hep 12'den vuruyor!
Hakemi de geçmelisin
Ama aynı isabeti nedense bonservisli oyuncularda pek beceremiyorlar. Janssen gerçekten inanılmaz bir oyuncu...
Hem 2. hem de 3. bölge oyununun hep içerisinde... Takımın en çok baskı yediği dakikalarda arkadaşlarını rahatlatacak öyle işler yaptı ki...
Giullino ve Ozan kalabalık orta sahada ve pres altında çok pas hatası yaptı. Aykut Kocaman'ın takımı belki de takımı öne taşıyan tek oyuncu olan Valbuena'yı çıkarması yanlıştı.
Özellikle rakip 10 kişi kaldıktan sonra adam eksilten Valbuena çok etkili olabilirdi. Ama sanki beraberliğe razı bir görüntüsü vardı.
Yakalamışsın rakibini çek fişi, bitir işini! Sonuç olarak şampiyonluk yarışındaki en önemli rakibinin sahasından 1 puanı çıkarabilmek önemliydi.
Klasik bir laf vardır ya, "gerekirse hakemi de yeneceksin" diye...
Ne yazık ki Cüneyt Çakır'ı hem de deplasmanda yenebilmek imkansız!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.