Keşke...
İki takım teknik direktörünün de, "gemileri yaktığı" çılgın bir maçtı! Dikkat edin, güzel değil çılgın maç diyorum. Orta sahaların olmadığı, iki takımında gözünü kararttığı karşılaşmanın bizim bildiğimiz profesyonel futbolla pek alakası yok! Hep söylerim, fazla hücum oyuncusuyla sahaya çıkmak, çok pozisyona gireceğin ya da çok gol atacağın anlamına gelmiyor. Advocaat'ın, "Şu maçı kazanayım, ülkeme gideyim" oyuncuların, "şu maçı kazanalım, tatili uzatalım" konsantrasyonu özellikle ilk yarıda Fenerbahçe'nin etkili gibi görünmesine yol açtı! Kimse kusura bakmasın, Emenike, ne az kullanılmış beyniyle ne de az kullanılmış adaleleriyle Fenerbahçe'nin forveti olamaz.
Sakatlığı bile sahte!
Her topu ezdi, her pası yanlış verdi, her şutu karavana attı. Sakatlığı sahte, kavgası bile adice! Süre aldığı her dakika taraftarın sinirlerini bozmaktan başka birşeye yaramıyor. Trabzonspor karşısında Aatıf ya da Volkan Şen'i kullanmak daha akıllıca olurdu.
Zira Mehmet Topal ve Josef gibi iki oyun hamalının birlikte oynadığı karşılaşmalarda hücum hattı taktiklerinde kolayca değişiklikler yapabilirsin.
En azından adam kovalar, savunmaya yardım ederlerdi. Şu takımda Volkan Demirel, Skrtel ve Kjaer dışında Fenerbahçe formasını giyecek kalibrede oyuncu yok. Mayıs ayında bitireceğiniz transferlerde lütfen bu yazdığımı göz önünde bulundurun! Son sözüm oyunculara, Fenerbahçe formasını Mallorca'dan, Dubai'den, Çeşme'den, Bodrum'dan daha çok önemseseydiniz keşke... Keşke...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.