Yanal, yalan
Bir takıma hiçbir taktik vermeyip, "Çıkın oynayın" deseniz; dün geceki Fenerbahçe'den farklı olmazdı herhalde! Mevkiinde oynayanların değil, mevkisinde oynamayanların performansı çok önemliydi.
Ancak maçın ilk yarısında kimin nerede oynadığını dahi anlamakta güçlük çektik. Ersun Yanal, takımı; deplasmanda "ev sahibi" gibi oynayacak bir dizilişle sahaya çıkardı.
Zira defansı sıkıntılı F.Bahçe'nin oyunu rakip sahaya yıkmaktan başka bir çaresi yoktu.
Heyhat maçın 3'te 2'si sarılacivertlilerin sahasında oynandı!
İlk yarıda böylesine ne yaptığını bilmeyen Fenerbahçe'de ayakta kalan tek isim Alves'ti.
Dinamiği bozulmuş!
Dökülen Emre'ye 70 dakika tahammül etmek, Sow varken Alper'i kanatta oynatmak, takıma pas yaptırmayıp, sürekli uzun top oynatmak Ersun Yanal'ın başlıca hatalarıydı.
Yanal, Fenerbahçe'nin dinamikleriyle oynamış. Yıllardır pasa dayalı bir oyun sistemi benimseyen sarı-lacivertliler, bu şekilde rakiplerine üstünlük sağlıyordu.
Golü yedikten sonra son dakikalarda şuursuzca saldıran sarı-lacivertliler, İstanbul'da turu getirecek golü bulmayı başardı.
Salzburg, Fenerbahçe'nin sıkletinde bir takım değil.
Yeter ki Yanal İstanbul'daki maçta hatalarından dönüp, "sonuca" odaklı oynatsın.
Yoksa Fenerbahçe'nin Avrupa serüveni için CAS kararlarını beklemesine gerek kalmayacak!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.