Tarlaya ektim soğan!

Yüksek tempo ile yoran Moskova ve Beşiktaş maçlarının üstüne bir de adına saha denmeyecek tarla eklenince, F.Bahçe'nin işinin zor olacağı düşünülüyordu.Akhisar'ın ligin ilk yarısında attığı 24 golün 11'inin duran top ya da penaltıdan olmasına da, bu rezil sahada şut ve duran toptan başka nasıl gol olabilir ki?'' diye şaşırmıyordum.
10 dakika ''Allahım nerde oynuyorum?'' modunda ancak sahayı anladı oyuncular, pozisyon girişimi dahi olmadan.
Sonra , Volkan'ın kanadını daha fazla kullanmaya başladı F.Bahçe; Volkan, V.Persie'nin özelliğini bildiği için, son çizgiye inip, geriye top çıkarmalarla tehlike arıyordu. Akhisar ise hücuma iyi çıkan ama savunmada daha sıkıntılı olan Alper'in kanadını Muğdat ile kullanıyordu.
Bu sahada eleştiri yapmak çok anlamlı olamazdı.İki takım da oynamaya çalışıyordu ama maçı çözecek faktör şut idi.Önce Diego denedi olmadı , sonra Şener şahane bir gol attı.
İlk yarıda F.Bahçe için sıkıntı, M.Topal'ın çıkışta kaptırdığı 2 top ve savunmasından dönen topları Akhisar'a vermekti. Bunun dışında,2 takımın 11 ortasından sadece 1'inin isabetli olması, oyuncuların 2 kez ayakkabı değiştirmek zorunda kalması, zeminin eseri idi.

Çok atan değil, az yiyen
Sonuçta, R.Madrid'den sonra , Avrupa'nın "İlk Yarıyı Galip Bitirme Oranı En Yüksek takımı" (% 67) F.Bahçe geleneği değiştirmiyordu.
2. yarının başında Şener son çizgiye inip, Volkan'a attırıyor ama golde, stoperleri ön direk koşusu ile götüren Persie'nin de katkısı oluyordu. Alper'in Custudio'ya hareketi ise normal değildi.
Gol sonrası , duran top dışında rahatsız olmadı F.Bahçe, Volkan-Ozan değişikliği ile işi sağlama da aldı. Bruno ile son bir hamle yaptı Akhisar. Ama bu tarlada, savunmayı sağlama alan , Kjaer ve Kadlec'in iyi oynadığı F.Bahçe'ye atamadı.
Fernandao ise kendi gayreti ile skoru taçlandırdı.
Beşiktaş maçından önce dediğim gibi,'' 22. haftadan sonra'' çok atan değil, öncelikle daha az yiyen şampiyon olacak.