İDARE-İ FRANSA

Güney Afrika'da topun oyunda kalma süresi 69 dakika idi. Bu kupada ise 55 dakikaya düşmüştü.Peki, topla oynama süresi neden bu kadar azaldı ? Çünkü nem çok fazla ve oyuncular oyunun boşluklarına daha çok sığınıyorlardı. Peki, 2010'da maç başına 2.3 olan gol ortalaması, nasıl oldu da 2.9'a çıkmıştı?
Onun da nedeni, saatte 20 kilometrenin üzerindeki, hızlı koşu dediğimiz koşuların artması, toplam kat edilen mesafenin % 10'undan fazlasını geçmesi idi. Yani, oyun süratli oynandıkça hatalar artıyor, goller geliyordu.
İşte tüm bu özellikleri en iyi uygulayan takımlardan biri de Fransa idi. Fransa, ortalama 21 gol girişimi yaparken, rakip Ekvador'da bu rakam sadece 9 idi. Bu ülkede çoğuna, anlata anlata öğrettiğimiz , ''koşu mesafesi''değil , ''kat edilen mesafede'' Ekvador , maç başına sadece 97 km. mesafe kat ediyor, oyunu alanında kabul ettiği için bu bana garip gelmiyordu. Çünkü onlar geride idare ediyor, ileriye attıkları toplara iki Valencia'nın atak yapmasını bekliyordu.
Bu maçta da aynısını yapıp, oyunu ilk yarı kitlediler ama Valencia'lardan, M.Ünited'lının atılması işi bozdu. Valbunea'nın olmaması ile, çabukluk ve öne hızlı top taşıma özelliğini kaybetmiş gözüken Fransa, liderliği garantilemenin rahatlığı ile oynuyor, idare ediyor, ikinci yarıda daha hareketlenen oyunda, biraz da laubalilkten birçok fırsatı kaçırıyor, üstelik, 10 kişilik Ekvador'a pozisyon veriyordu.
Sonuçta, TRT Spor'da yayınlananKupa Anatomi programında kupa başlarken söylediğim gibi, Fransa 1. ve İsviçre 2. olarak gruptan çıktı.