Ak süt kadar!
İlk yarının sonunda Emre golü attığında "biraz da şansa" dedi yanımda oturan izleyici. Ama o taraftar şunu unutuyordu. F.Bahçe o dakikaya kadar tam 9 gol pozisyonu harcamıştı.
Maçın başında Samandıra'dan bana gelen haberler,özellikle E.Yanal'ın ve oyuncuların bu maçı kazanmayı çok istedikleri ve maça çok hırslı çıkacakları yönündeydi.
Nitekim Yanal hemen her konuşmamızda" asıl kadrom" dediği takımı sahaya sürerek bu maça ne kadar önem verdiğini gösteriyordu.
Topal'ın içine Caner kaçmış gibiydi.
Emenike dünyaya tank olarak gönderilecekken, son anda genetik bir değişiklikle insan olarak gönderildiğini kanıtlıyordu.
Emre ve Meireles hep ceza alanında idiler.
Sow, gol kralı olmak için çabalıyordu.
Caner ve Gökhan sanki ligdeki ilk maçları gibi iştahlıydılar. Alves ve Bekir konsantre ve hatasızdılar. Kuyt yine çalışkandı.
Volkan ise can sıkıntısından "Bari Oscar alacak hareket yapayım" modunda idi.
İlk yarının tek kelimelik özeti "Keyifbahçe" idi. '
Dolaşan kağıt' zekiceydi
İkinci yarıda artık sadece şampiyonluğu kutlamak kalmıştı takıma da seyirciye de. Webo'nun golü maçın kreması oluyordu F.Bahçe için.
Bundan önceki 3 yılda ligin daha ilk haftalarında şampiyon olacak takımı tahmin etmiş ve hepsinde de şansıma tutturmuştum.
Bu sene daha 9. haftada "F.Bahçe şampiyon olur" diye yazarken ise çok emindim. Çünkü, nasıl sıkı ve bilimsel çalıştığını, uzun süre birarada çalıştığım için çok iyi bildiğim E.Yanal'a kendini Türk gibi hisseden yabancı oyuncularına, yabancılarla çok iyi kaynaşan yerlilere, Dr. Burak'ından menajer Hasan'ına kadar tüm yardımcı ekibine çok güvendim.
Onlar şampiyonluğu analarının aksütü kadar hak ettiler. Şampiyon alkışlanır.Size de helal olsun Karabük. Not: Sahada edilen küfürler son derece saygısızca idi, yakışmadı.
Volkan'ın kameraya gösterdiği "dolaşan kağıt" esprisi çok zekiceydi.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.