G.Saray'ın duruşu
Avrupa platformunda yer alabilmek için son şansı olan Ziraat Türkiye Kupası'nda Antalyaspor karşısında bir puan almak zorunda olan Galatasaray içinde bulunduğu aczi, futbol terminolojisi ile anlatmak gerekirse, ruhunu kaybetmiş bir görüntü sergileyerek göstermekte. Aslında bu durum kimse için sürpriz değil...
Yönetimin her konuda ağzına yüzüne bulaştırdığı idari, politik, diplomatik hatalar tabii ki yeşil sahada gösterilecek performansa da etki edecekti. Motivasyonu son derece düşük, kafası karışık bir teknik heyet ve futbolcuların doğru dürüst gol pozisyonuna girmeden böyle bir maçı tatmin edici bir şekilde bitirebilmeleri zaten mümkün değildi. Serkan'ın abuk subuk bir ikinci sarı kartla oyundan atılması ise bütün bu anlattıklarımın bir tezahürüdür.
Kulüpte bazı taşlar yerinden oynadığı zaman ve kamuoyu önünde negatif anlamda malzeme olduğunuz zaman müessesenin bütün birimlerinde moralsizlik ve beklenmeyen hasarlar meydana gelir.
Camianın endişeleri var
Galatasaray camiasının tarihinde bu kadar üst üste onarılamaz kaoslar yaşayan ve yaşatan bir başkanın "yaptığım hiçbir şeyden pişman değilim" beyanatı, bütün camiayı bağlayan bir söylemdir. Bu tip söylemleri Galatasaray tarihinde hiçbir reis söylememiştir. Galatasaray'ın duruşu, sahada oynanan futboldan da, kazanılan puanlardan da, kaybedilen puanlardan da çok daha önemlidir. Bu duruş Ali Sami Yen ve Tevfik Fikret'ten beri Galatasaray'ın sancağıdır. Her ne kadar spesifik sportif başarıların beklentisi içinde olunsa dahi Galatasaray camiası için önemli olan başkanın nezdinde Galatasaray duruşudur. Şu anki duruş biçiminden camianın önemli endişeleri vardır.
Çeşitli vesilelerle, çeşitli ortamlarda dile getirilmektedir.
Genel beklenti şu anda sportif skorlardan çok gerçek bir Galatasaraylı duruşudur.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.