Hüzünlü veda
Devre arasından itibaren hedefi üç kupa olan ve bunun için "yoklukta" dört milyon euro'luk ocak transferi yapan Galatasaray, bir ay içinde iki kupaya birden veda etti. Ve son vedası çok hüzünlü oldu. Dün akşam büyük bir takım gibi oynayamayan G.Saray önce kötü ve akılsız oyununa, sonra da bütün kararlarını Atletico Madrid lehine kullanan hakem Rocchi'nin kurbanıydı. Geldiğinden beri önce hangi mevkide oynatılacağına karar verilemeyen Caner'in, önce Madrid'de sonra da İstanbul'da yaptığı acemice ve akılsızca hatalar Galatasaray'ın kendisi için önemli olan Avrupa kupalarından saf dışı kalmasına neden oldu. Yenebilecek bütün golleri yiyen, yenmeyecek gollerin de önemli bir kısmını buyur eden kaleci Leo Franco bir kez daha Galatasaray'ın kalecisi olmadığını gösterirken, önemli prestij ve ciddi mali kayıp ise ahlar vahlar arasında Galatasaray hanesinde büyük yara açtı.
İkinci yarıda bittiler
Maçın ilk yarısında daha doğru oynayabilen, topu saklayıp nispeten doğru paslarla nadir de olsa ataklar yapan ve rakibini bozan Galatasaray, ikinci 45 dakika ile beraber kendi sahasına yaslandı. Bu yarıda bambaşka bir Atletico Madrid sahneye çıktı. Son derece organize ve sabırlı bir oyunla, nasıl büyük takım gibi oynayabileceklerini gösterdiler. İlk yarıda Agüero sakatlanıp oyundan çıktıktan sonra Galatasaray savunması, işi bitmiş, rahatlamış bir görüntü içinde bütün konsantrasyonunu kaybetti. Klasik 60. dakika Elano'nun oyundan alınması ise Rijkaard'ın alışılmış ezberiydi. Bu dakikadan sonra topa sahip olmakta zorlanan Galatasaray, ucuna kadar geldiği ilk 16'ya kalma şansını da böylelikle yitirdi. Bu kadar mali savrukluk, dünya para verilerek alınan Dos Santos'un 90. dakikada oyuna alınması Galatasaray'da nasıl sihirbazlıklar yapıldığının en açık göstergesiydi. Umarım 3. ve son kupaya da el sallanmaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.