Boşlukları doldurun
2010 yılına girerken Galatasaray'ın önünde ve hedefinde iddialı olduğu 3 kupa vardı. Bu kupaların her biri hem prestij, hem de maddi kazanç ile yüklüydü. İlk olarak, Ziraat Türkiye Kupası'na veda edildi. Şubat ayının Galatasaray için çok meşakkatli geçeceği belliydi. Yaklaşık 4 günde bir maç oynaması, eksiklerle ve yanlışlarla dolu bir takım için kolay olmasa gerekti. Galatasaray da bunu doğruladı ve kupaya veda etti. Kaybedilen, para ve itibardan daha ziyade öz güven kaybı olursa işler daha da sarpa saracak. Boşlukları doldurmak, test usülü sınavlarda bilinen bir yöntemdir. Ama sezon sonuna kadar olan boşluğu doldurayım bari, bu arada biraz daha da fazla para kazanırım düşüncesiyle ara transferde gelen flaş (!) transferlerin hiçbir şeyi dolduramadıkları görülüyor. Bu yapılan transferler için harcanan paranın 3.8 milyon euro olduğu başkan tarafından açıklandı.
Çok ciddi bir vitrin
Alınan iki Güney Amerikalı oyuncunun yapacakları katkı son derecede şüpheli görülüyor. Avustralyalı Lucas ise gerçekten ülkemize gelen nadir usta savunmacılardan biri. İyi iş Galatasaray için. Bence bu sezon 3-4 golü de rahatça atabilecek yüreğe ve öz güvene sahip. Liderlik vasıfları üstün ciddi bir profesyonel. Umarım takım içindeki birçok genç arkadaşına model olur. 18 Şubat'ta Calderon Stadı cehenneminden umutlu bir sonuçla dönebilmek Galatasaraylı oyuncuların moralleri açısından son derecede önemli. Taktik, fizik kondisyon, kadrodan önce oyuncuların ve teknik heyetin kafalarında bu maçı oynamaları lazım. Boş geçecek bir hafta sonu dolayısıyla Antalya kampı bir rehabilitasyon açısından doğru seçim. Ayrıca, birçok oyuncu için de eğer hedefleri önemli Avrupa liglerinde oynayabilmek ise bu maçlar kendilerini gösterebilmeleri açısından çok ciddi bir vitrin. Rijkaard ve ekibi için ise son derece aşina bir stat ve rakip. Sinirlerine hakim, sakin bir büyük takım gibi oynamak, rakip sahada turu geçmek olacaktır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.