Yağmurun elleri minicik sarmıştı hepimizi. Hayallerin adamı; bir gün dereye yuvarladığı ağzı mantarlı boş şişenin içine koyduğu dilek kâğıdının derelerden, akarsulara, nehirlere oradan, denizlere hatta, okyanuslara kadar yolculuk yapacağını nereden bilebilirdi? Şişe bir gün dileklerin oluştuğu kıyıya vardı. Şişe içindeki kâğıt, "Ülkesine aşık bir adamın hizmet adına insanlarına sunduğu bir organizasyondu." Bu dilek adamı bekledi sabretti, yemedi içmedi, bekledi. Bazen maddi bazen manevi, kayıplara göğüs gerdi. Para kaybetti ama asla onuruna laf söyletmedi. İşte o adam seneleri dişlerinin direnci arasında yılları tüketti ve sonunda başardı. Bir daha belki tarihin yazamayacağı bir öykünün kahramanı oldu. 2010 Dünya Şampiyonası Türkiye'de. Tarih bunu böyle yazacak ve bu hikayenin kahramanının adı hep Turgay Demirel olarak anılacak. Kim kimin torbasında, kim kimin grubunda umrumda bile değil. 2001 Avrupa Şampiyonası'nda 2. olduk. Burada final niye oynamayalım! Ama esas olan dünya bizde olacak onun farkında mısınız beyler, hanımlar, çocuklar. Bunu bir yerinize yazın. Dünya ayağımıza geliyor. Dünyanın bizi gözetleyecek ve biz bunun üstesinden Demirel'in öyküsünü ülkece yazacağız. Tabii birbirinden değerli takım arkadaşları ile birlikte. Gerisi biraz nefesleneyim, sonra sizlere teknik eleştirisini yapacağım. Bırakın bu keyfi şimdilik yaşayalım.