Denize düştüğünde yılana sarılmayı adet haline getiren Şener yönetiminin Güneş hamlesi camiadan gerekli desteği alacak görünüyor. Güneş, bir hocadan çok, "Kurtuluş Projesi'nin baş mimarı" olarak görev yapacaktır. Beklentiler en azından bu yönde. Hocaya verilen yetkiler kamuoyu ile mutlaka paylaşılmalı. Kamuoyunun rutin aralıklarla bilgilendirilmesi, yeni oluşuma gösterilecek hoşgörü açısından önemli. Mevcut durumun değerlendirilip, kısa, orta ve uzun vadede neler yapılabileceğinin birlikte tartışılması, yıllardır kangren haline gelen 'ben' duygusunun 'biz'e dönüşmesine fayda sağlayacaktır. Yönetim bununla kalmayıp, yeşil sahadan elini tamamen çekmeli, mümkünse özel günler dışında antrenman sahasına bile girmemelidir. Bu davranış, kurumsallaşma adına göreve getirilenlerin de görevlerini rahatlıkla yapmasını sağlayacaktır. Yönetimin bu aşamadan sonraki uğraşı, mali kaynak arayışı, tesisleşme, stadyum projesi, HES gibi konular olmalı. Yönetimce kameralar karşısında benzer açıklamalar yapılmaya devam edilecekse, değil güneş, galaksi sistemi göreve getirilse boş!
Ekip olmak önemli Şenol hocanın eski öğrencisi ve yardımcısı Ünal Karaman ile birlikte, isimleri çokça konuşulan Hami Mandıralı, Ogün Temizkanoğlu ve Abdullah Ercan üçlüsünden biri ya da birkaçının ekibe katılması hem öze dönüş, hem de eski değerlere verilen önem adına olumlu bir gelişmedir. Şenol hoca bir sonraki hedefte ise kesinlikle ve kesinlikle kulüp başkanlığını düşünmeli. Artık Trabzonspor'da bir şeyler değişmeli. Başarısızlıklarda önce hoca değil, yönetimler gereğini yapmalı, oluşturulan yeni ekibe sözde değil özde sahip çıkılmalıdır. 'Kurtuluş Projesi' içerisinde, altyapı, izleme komitesi gibi birimlerde yapılan görevlendirmelerde, geçmişteki hizmetlerle birlikte, gelecekte yapılabilecekler esas alınmalıdır. Unutulmaması gereken Güneş'in elinde sihirli değnek olmadığı. Projenin başarıya ulaşması her kesimden gelecek desteğe bağlı. Senben kavgasını bırakıp, el ele verilerek, GÜNEŞ'in balçıkla sıvanmasına izin verilmemeli.