* Alex bir antrenörün en büyük talihsizliğidir. Her maçta takımı 10 kişi oynatıyor. İşte Beşiktaş maçı... Nerede Alex! * Ondan sonra Emre efendi, 'F.Bahçe'ye yaranacağım' diye hiç utanıp, sıkılmadan "Alex, Hagi'den iyi" diyor * F.Bahçe'nin katilleri Emre ile Kazım'dır. Santra yapılır yapılmaz hakeme saldırmaya başladılar ve takımı içeriden yıktılar
_Beşiktaş, Fenerbahçe'nin favori gösterildiği karşılaşmadan 3-0'lık net bir galibiyetle ayrıldı. Derbide ortaya konulan futbolla ilgili neler söyleyeceksiniz? Aslında Beşiktaş bir şey yapmadı. Sahada 'Fenerbahçe' diye bir takım var mıydı, yok muydu; bana bunu söylesin birisi!..
_Fenerbahçe'yi en güzel anlatan ifade Sergen'indi herhalde... "Fenerbahçeli oyuncular saunaya gelmiş gibiydiler" diye yazdı. Beşiktaş bir antrenman maçı oynasa böyle olurdu. 'Fenerbahçe' diye bir takım yoktu sahada. Ama Fenerbahçe sene başından beri yok. Kazanıyordu. Kazandığı için de bizim tabelacılar Fenerbahçe'nin 'iyi takım' olduğunu zannediyordu. Böyle şaşkın bir medya ile nereye kadar gidecek!.. Bu insanlar nasıl okuyorlar, niye okuyorlar, televizyonları niye izliyorlar, anlamıyorum. Güiza ile Semih'i kenarda tutup, Kazım ile oynuyor, bilmem ne maçını, o maçı 'Fenerbahçe kazanıyor' diye 'işte budur' diye övgüler diziliyor. Beşiktaş'a karşı aynı takımla sahaya çıkmasına karşın bu defa kazanamadığı için 'Vay efendim Sen Güiza'yı takımdan gönderirsen, Semih'i kenarda tutarsan, böyle olur. Kazım'la olmaz bu iş!' Yahu Kazım'ı santrfor oynatmasına 'Daum dehası' diye yazan sensin. Aynı Daum bu defa kaybedince 'Bu Kazım'la niye oynuyorsun?' diye yazan yine kendisi!.. Utanmıyorlar mı bunlar!.. Tabelacılığın bu kadar ucuzu da olmaz!.. Bir kararlı olun kardeşim. Ben Daum'un yerinde olsam bunların yazılarına güler geçerim. Belki de gülüyordur zaten o da! Türkiye'de her şey skora bağlı. Basketbolda da... 26 tane üçlük atıyor oyuncu, 3 tanesi girerse antrenör kötü!.. 16 tanesi girerse, 'Muhteşem yönetti, deha, harikalar yarattı.' Böyle bir basketbol yok, dünyanın hiçbir yerinde!.. Üçlük atarsan kazanıyorsun, girmezse kaybediyorsun. Bu mu basketbol koçluğu!.. Ama senin basketbol eleştirmenlerin, senin basketbol yazarların 26'da 3 atan oyuncunun hocasını yerin dibine sokuyorlar, 26'da 16 attığı zaman da göklere çıkarıyorlar. Oyuncunun elinin tutmasına bağlı, koçun kaderi!.. Böyle bir şey olur mu? Burada da böyle.
TUTARSIZ KALEMLER Lütfen Kazım'ın tek forvet oynadığı ve Fenerbahçe'nin kazandığı maçlardan sonraki yorumlara ve imzalara bakın, Kazım'ın tek forvet oynadığı Beşiktaş maçından sonraki yorumlara ve imzalara da bakın. Aynı adamlar ne demişler, aynı olay için!.. Ayıptır ya!.. Spor yazarlığı bu kadar ucuzlamadı. Sene başından beri, geçen seneden beri, ondan evvelki seneden beri söylediğim bir laf var; "Alex, bir antrenörün en büyük talihsizliğidir. Çünkü her maçta takımı 10 kişi oynatıyor. Ama bu 10 kişi oynatırken de maç içinde bir hareket yapıyor, gol atıyor ya da attırıyor, 'maçı kurtarıyor.' Bu nedenle adamı oynatıyorlar. Ama hiçbir zaman farkına varmıyorlar varmıyorlar ki bu adam 10 kişi oynatıyor takımı." İşte Beşiktaş maçı!.. Nerede Alex? Maçtaki en olumlu hareketi direkten dönen şutu. Efendim Fink onu çok iyi tutmuş. Geçiniz. Her maç Alex bu... Bu defa attığı direkten döndü, gol olsa yine kahraman olacak. Bu kadar basit. Ondan sonra Emre (Belözoğlu) efendi utanmadan; "Alex, Hagi'den iyi" diyebiliyor. Hiç utanmadan, hiç sıkılmadan. 'Fenerbahçe'ye yaranacağım' diye Fenerbahçe medyasının tezgâhına girip "Alex, Hagi'den iyi" diyor. Tırnağı olamaz Alex, Hagi'nin!.. Hagi'nin klasını dünya kabul etmiş. Hagi dünyanın gelmiş geçmiş oyuncularının, Pele dahil, Maradona dahil, Platini dahil, olduğu listede. Gelmiş geçmiş en iyi 10 numaralardan bir tanesi. Hagi'yi seyretmek bir zevk. Hangi takımda oynarsa oynasın. Sana karşı oynasa bile. Alex kim ya!.. Şu Galatasaray'ın kötü Elano'sunun direkt oynadığı Brezilya Milli Takımı'na çağrılmıyor. Roberto Carlos torpil yapacakmış da bilmem ne!.. Alex bu!.. İşte Beşiktaş maçında yoktu. Yoktu çünkü direkten döndü topu. Fenerbahçe niye yoktu sahada; bir defa Alex yoktu maçta. Emre ve Kazım gibi iki tane pürüz adam var. Daha santra yapıldı hakeme saldırmaya başladılar ve takımı içeriden yıktılar. Fenerbahçe'nin katilleri Emre ile Kazım'dır. Ondan sonra Fenerbahçe'nin boş bıraktığı sahada Beşiktaş rahat rahat oynadı.
_Çok tartışıldı. İbrahim Üzülmez'in Gökhan Gönül'e yaptığı hareket penaltı mıydı? Gökhan'a yapılan harekete penaltı versen de kimse bir şey demez, vermezsen de kimse bir şey demez. Hakemin yorumuna kalmış bir hareket. Ama bu penaltının üzerine herkes giderken, Serdar Özkan'ın boş kaleye atamadığı pozisyondan 10 saniye önce Lugano'nun Bobo'yu formasından çekip indirmesini kimse konuşmuyor. Hakem 'top Serdar Özkan'a geliyor' diye devam ettiriyor gibi oldu. Penaltıda avantaj kuralı uygulanmaz. Kaidedir bu. Penaltıdan büyük avantaj olmaz çünkü. Lugano'nun Bobo'yu formasından çekip indirmesinde bir şey yok, Gökhan'a ayak koyuyor İbrahim Üzülmez, penaltı. Yok ya!.. 3. gol ofsaytmış. Fenerbahçe, Beşiktaş'ı yenerken neydi durum? Fener'in golü ofsayt değil miydi, yediği golde faul yok muydu? Galatasaray'ın penaltısı ne oldu? Yani Fenerbahçe'nin lehine olunca bir şey yok, 'Fener aslanlar gibi yeniyor Galatasaray'ı.' Beşiktaş, Fener'i yenince 'Vay penaltı verilmedi', 'gol ofsayttı', ağlamalar!..